8 entry daha
  • birçok westernde görüleceği üzere bu filmde de benzer bir denklem vardır. bir tarafta yerleşik düzene geçmeye çalışan ve toprağa bağlı olarak, düzenli bir yaşamı amaçlayan çiftçiler, bir tarafta da hayvanlarını dilediği gibi otlatmak isteyen, çiftçilerin kurduğu çitlerden rahatsız, göçebe ve serserice bir hayat süren sürü sahipleri vardır. ve bütün bunların arasında gönlü ve ruhu herhangi bir yere kök salamayacak kadar serseri ve göçebe olsa da, çiftçilerin yanında yer alan eski bir silahşör. klasik westernlerin aksine film psikolojik bir gerilim gibi ağır bir tempoyla ilerler, shane karakteri bildiğimiz silahşör/kovboy tiplerine çok yakındır, ama bu sefer çok daha gerçekçi bir sahnenin oyuncusudur. sürekli patlayan silahlar, amansız kavgalar yoktur, varolan çatışmada korku, boyun eğme, cesaret ve mücadele hep biraradadır. bir çiftçi gibi yaşamaya çalışan shane, son düelloda, gene çiftçiler için, özüne dönecektir, yanında çalıştığı kadına duyduğu ilgi, onun oğluyla kurduğu arkadaşlık bile onu alıkoyamayacaktır. filmin bir yerinde dediği gibi, silahı kimin kullandığı önemli değildir, kimin nasıl kullandığı önemlidir.
22 entry daha
hesabın var mı? giriş yap