11 entry daha
  • öncelikle uzun süredir bombay'deki* tek bir salonda gösterilse de benim de çok sevdiğim dilwale dulhania le jayenge21 senedir ve hala devam eden gösterimiyle sholay'ın en uzun süre gösterimde kalma rekorunu, kırılması güç bir şekilde geride bırakalı bile 15 sene oldu. sholay şu anda hindistan'da* en uzun süre gösterimde kalan ikinci film.

    sholay bir bollywood klasiği. bu dilwale'den falan önce tüm hindistan'ın en bir beğendiği film. örnek olsun diye diyeyim bizim hababam sınıfları gibi ama onlardan da büyük. öyle ki izlediğim hint filmlerinde ara ara gönderme yapıldığını görüyorum. mesela en son izlemenizi tavsiye etmeyeceğim andaz apna apna filminde karşıma çıkmıştı sholay.

    her ne kadar insanın aklına ister istemez mükemmel shichinin no samurai ve ünlü once upon a time in the west gelse de sholay özgün bir film. mesela ana karakterlerden birisinin hindistan ile alakasız bir şekilde mızıka çalması* biraz abes kaçsa da ya da işte klasik* köylüleri zorba haydutlardan koruma benzeri bir konusu olabilse de sholay özellikle güldürü öğeleriyle, basanti karakteriyle, ana karakterlerin birbirleriyle iletişimleriyle ve müzikleriyle hindistan... ama işte öyle bir çizgisi var ki örneğin hindistan kalabalık ve işlek hatlarıyla ünlü, başka bir ülkeye benzemeyen bir tren ülkesi olmasına rağmen tren sahnesi direk vahşi batı'dan alınmış. olay şöyle: klasik western filmlerini -çok iyi john wayne filmleri de dahil- başka bir noktaya taşıyan kurosawa'nın yojimbo ve shichinin no samurai gibi filmlerinden sonra ortaya çıkan güzel spaghetti western haklı olarak tüm dünya tarafından sevildi. türkiye de dahil birçok ülkede benzer western filmleri çekilmeye çalışıldı ve sonuçları genellikle hüsran oldu. sholay da bu furyada çekilmiş filmlerden biri. yalnız bence sholay'ın başarısı (diğerlerinin çoğunlukla başarısız olmasının nedeni) saf taklitten öteye geçip içine hindistan'ı da koyabilmesi. hindistan tarzı güldürü, hindistan tarzı dostluk ve en önemlisi her ne kadar western benzeri bir kasabada geçse de hindistan köyü ve köylülerinin olması bu filmi saf taklitten çıkarıyor.

    bunların dışında film gerçekten de akıcı. "3,5 saat nasıl geçti anlamadım" demeyeceğim tabii ama film kolayca izleniyor. flashbackler yerli yerinde ve hikayeye çok şey katıyor. örneklerini çok gördüğüm-ve belki de bu yüzden sevdiğim- diğer 3 saatlik hint filmlerinde başarıyla kotarıldığı gibi hüzün ve güldürü iyi bir şekilde serpiştirilmiş. işte hint tarzı dolandırıcı-haydut iki iyi arkadaşın yaşlı bir adamın intikamını almasına westernvari yardım etmelerini izliyoruz. ha spoiler olmasın da sonundaki ayakkabı sahnesi de klasikleşmiş tabii.

    7.9-8.2 falan veririm 10 üzerinden bu 1975 yapımı filme.

    amitabh bachchan'ın gençliği de çirkinmiş. en azından şimdi bir tarzı var.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap