9 entry daha
  • dogma'nın sömürüldüğü bir evre vardı. bak abi biz dogma çekiyoruz diye aşırı titreyen kameralar, karakterlerin burun kıllarından buseler. bu film bir ustalık aşaması dogma için. hiçbir abartı yok bak biz dogmayız diye. herşey yerli yerinde kullanılmış. elbette hala burun deliklerini görüyoruz ama burun deliklerini gördüğümüz imsam sadece başını yönetebilen bir felçli bize verebileceği bu zaten.

    konuya gelirsek, 4 insan arasında pek de hızlı ilerleyen bir ilişkiler bütünü. bunu fransız ekolü çekseydi karnınızda bir gaz sancısıyla salondan ayrılırdınız. hayır ilişkilerin mistifike edilecek yanı yok, aşkın da yok. ağlayarak sızlayarak döktüğünüz gözyaşlarının süresi 5 dakika. güçlü karakterler yok herkes zaaflı, zaaflarından çıkış aramaya çalışıyor herkes. sırasını herkes savıyor ağlayarak ama yeni kararlarıyla. ve dünyanın en eski dürtüsü aşk değil cinsel dürtü.
    aile parçalanıyor ama 2. kadın yüzünden değil. adamımız diyor bir sahnede tamam beni belki beni affeder ama ben yine de o eve dönmek istiyor muyum diye? önünde yeni bir hayat olan bir kadın ve bir erkek bedeli yeteri kadar ödedim deyip yola koyuluyor. genç bir adamın buna pek şansı yok felçli ama kanaatkarlık hakim oluyor ona da. ama evli kadın felçli değil ama aynı acz içinde o da evliliğin felci içinde. koca yarılırken çocuklarımdan uzak dur diye haykırıyor. onun felci de o. 3 çocuklu,kariyerli koca ve ışık alan dubleks ev.

    bir de kaza var elbette. bir kazanın kabusa dönüştürdüğü bir çift ve bunda senin suçun yok diye diğerini teselli eden bir başka çift. kimse kendi bedelinden mahrum değil malesef.

    neyse uzattım. sıkılmadan izleyebileceğiniz karnınızda gaz ile değil ağrıyla biten bir film.
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap