199 entry daha
  • inanılmaz büyük ve geniş kapsamlı bir müze. şunu kabul edin ki bu müzeyi bir günde gezmek mümkün değil. biz kabul etmedik. bir kaç saat içinde harap olduktan sonra kendi kendimize anladık. biletinizi alacağınız yerde müze planı var. ondan mutlaka alın. onun içinde bazı önemli eserlerin odaları yazıyor. siz de bütün müzeyi gezemeyeceğinizi anladığınızda o önemli eserlere bakabilirsiniz sadece. yalnız hödük fransızlar eserleri çalmışlar ama hiçbir yere ingilizce açıklama koymamışlar. biz bazılarına internetten bakmış bazılarının ise önünden koşar adımlarla geçmiştik. burada önemli eserler hakkında toparladığım bilgilerin bir kısmı var. umarım sizin de işinize yarar.

    2. kat

    the lacemaker : j. vermeer diye bir hollandalı yapmış bu resmi. vermeer'i genelde inci küpeli kız tablosundan tanıyoruz. ama otablosu hollanda'da bir müzede sergileniyormuş. biz gittiğimizde bu resmin olduğu kısım kapalıydı, göremedik. internetten topladığım bilgilerle yazıyorum. 24.5*21 cm boyunda bir tablo. aynı zamanda ressamın da en küçük tablosuymuş. ressam camera obscura yöntemi kullanmış. kısaca bu yöntem tek bir noktadan ışık alan, kapalı bir odada bir cismin resmedilmesi. fotoğraf makinelerinin temelini oluşturan düşünce de buymuş.

    gabrielle d'estrees and her sister : bence bu en garip tablolardan biri. burada adı geçen gabrielle d'estrees fransa kralı iv. henry'nin en gözde metreslerinden biri. bu resmin iki yorumu var. birinde kız kardeşinin gabrielle'nin memesini sıkması gabrielle'nin hamileliğini sembolize ediyormuş. kardeşini emzirmeye mi alıştırıyor, nasıl bu anlamı çıkartmışlar bir fikrim yok ama arkada giysi dikiyor gibi görünen kadın bu tezi destekliyor. bir de gabrielle'nin öbür elinde tuttuğu yüzük kralınmış.
    bir diğer yorum ise bu resmin kralın resmi karısı tarafından gabrielle'i küçük düşürtmek için yaptırıldığı. o dönem erotik resimler yaptırmak modaymış benim anladığım kadarıyla. kraliçe de böyle bir intikam yolu bulmuş. yapanın bilinmemesi de bu tezi destekliyor bence.

    the cheat with the ace of diamonds : george de la tour diye fransız bir adam yapmış bu resmi. tabloda bir masada oturup, kart oynayan 4 kişi var. ama masadaki adam bir dalavere döndürüyor. arkasında kart saklıyor. burada bahsetmek istediğim şey tablodan çok ressam. bu ressam her ne kadar yaşadığı dönemde ünlü olsa bile yakın tarihe kadar kopyacı olduğu zannediliyordu. kendisine ait pek çok tablonun imza kısmı kaplanarak başkalarının adı yazılıymış. kendisi 16. yy'da yaşamasına rağmen bu olay 20. yy'a kadar da anlaşılmıyor.

    the turkish bath : jean-auguste-dominique ıngres diye bir adam hiç osmanlı'ya gelmemiş olmasına rağmen çiziyor bu resmi. resimde harem hamamında yıkanan, eğlenen, konuşan, hatta kahve içen kadınlar var. ressam resmi istanbul'da bulunmuş lady mary montagu diye birinin yazdığı kitaptaki tarife göre 82 yaşındayken yapıyor.

    1. kat

    seated scribe : 53 cm yüksekliğinde antik mısır uygarlığına ait bir heykel. heykeli yapılan kişi hakkında hiç bilgi yok. heykelin elinde yazmak için tuttuğu yarısı katlanmış bir papirüs var. yapan göz rengini yapmak için bayaa bir uğraşmış. garip, canlıymış gibi bir havası var göz bebeğinin. normalde heykelin, yapılan kişinin isminin yazılı olduğu bir kayanın üzerinde oturtulduğu tahmin ediliyor. bana kalırsa, antik mısır eserlerinin bulunduğu bölüm o kadar etkileyiciydi ki bu heykel aralarında sönük kalmıştı.

    the winged victory of samothrace : yunan mitolojisindeki zafer tanrısı nike'ın heykeli. heykel semadirek adasında bulunuyor. heykelin parçaları birleştirildiğinde kollarının ve başının olmadığı anlaşılıyor. heykel müzede rodos'tan getirilen mermerden yapılan gemi pruvasına yerleştiriliyor. heykelin duruşu sanki göğsüne esen rüzgara karşı vermiş gibi. sağ omzu biraz daha yukarıda olduğundan elini ağzını götürmüş olduğu ve kutlaması yapılan olayı duyurduğu düşünülüyor.

    mona lisa : valla bunu açıklamıyorum. hakkında bir ton bilgi var. zaten küçücük bir tablo ve bütün müze boyunca yanına yaklaşamadığımız ve görmek için sıra beklediğimiz tek tabloydu. müzenin en kalabalık yeri bir giriş sırasıydı bir de bunun önüydü. bunun bulunduğu odadaydı sanırım 60 m2'lik bir tablo var. kimse dönüp onun yüzüne bakmıyor. ayıp.

    zemin kat

    winged bull : mezopotamyada erkek kafasına sahip kanatlı öküz veya aslan şeklindeki kapı koruyucu görevi olan yapılara lamassu deniyor. bu da kanatlı öküz lamassularından. çok büyük. uzunluğu 4.2 metreymiş. sakallı bir yüzü varken kulakları öküzlerinkine benziyor. başında da taca benzer bir şey var. vücudu öküz tipinde olsa da ilginç olarak 4 değil 5 ayağı var. bu lamassular asur saraylarının karakteristik özelliklerindenmiş ayrıca.

    sarcophagus: bizim bildiğimiz lahit. yani içinde mumyaları, onları gömerken koydukları eşyaları falan sakladıkları kutular. bundan bayaa çok var. özellikle mısır uygarlığı bölümünde toptancıdan almışlar gibi. biz orayı gördükten sonra mısır'da pek bir şey kalmadığını düşündük.

    venus de milo : bir diğer adıyla güzellik tanrısı afrodit. kolları olmayan diğer heykel. bulunması ve hikayesi ile ilgili yazı için #17280088 okumanızı tavsiye ederim. heykel 2 metre uzunluğunda. heykelin afrodit olduğunun düşünülme nedeni yarı çıplak olması, şehvetli(?), kadınsı hatları. ayrıca elinde muhtemelen bir elma, taç, kalkan veya kendi güzelliğini yansıtan bir ayna tutuyor.

    the dying slave :
    rebellious slave (isyancı köle) ile papa ıı. julius' un mezarı için micelangelo'ya yaptırılıyor. neden papanın mezarına ölen ve isyan eden iki kölenin heykelini koymak ister insan bilemiyorum tabii. uzunluğu 2.28 metreymiş. heykelin bileği boynunun arkasına bağlı. göğüs kısmı ise kuşak gibi bir şeyle çevrili. yüzünde ise ıstırap çeken bir ifade var.
164 entry daha
hesabın var mı? giriş yap