• bokum gibi bir şeydir.

    şöyle ki...ben lise yıllarından beri ailemden ayrı ya da tek yaşıyorum. çalışma hayatına ara verip yurtdışı master'ı tamamladıktan sonra türkiye'ye döndüm. nereye? baba evine. sonra işler yolunda gitmedi, beklentime çok uygun bir iş ama beklentimden düşük maaşla işe başladım. baba evinde kalma süreci uzadı. sonra annem öldü. bildiğin öldü. benim sadece annem değil ayrıca en yakın arkadaşımdı. sanmayın ki, öyle travmalardan travma beğendim. hiçbir şey olmadı. beynim shut down yaptı. acı, üzüntü, his var ama öyle birisi ölmüşçesine yoğun değil. neyse. başladı baba ile yaşamak zorunda kalınan günler.

    ölümün üzerinden tabi bir sene geçti. hayat bir şekilde devam ediyor. her gün bir eleştiri. yok dağınıkmışım. yok ayakkabımı düzgün çıkarmıyormuşum. yok iş hayatımda millete ses çıkarmıyormuşum da evde çatışacak adam arıyormuşum. yok çalıştığım işi kendime yediremediğim için psikolojik sorunlarım varmış. yok evi temiz tutmuyormuşum. yok kedinin mamasını bile koymadan işe gidiyormuşum...bu şekilde uzayıp gidiyor.

    insan birini tabi ki eleştirebilir. eleştirilerini ardı ardına sıralayabilir. ama insan sistematik bir biçimde her gün aynı eleştirileri yapar mı ya? 30 yaşında olduğumu belirtmiş miydim? insan gerçekten kaldıramıyor. bir de sürekli anne ile karşılaştırma yapıyorum. annem bir gün olsun bana böyle demiş miydi? düzeltmemi istediği bir davranış olduğu zaman hep sakin bir zamanda kibarca söylerdi. (bkz: ana gibi yar olmaz)

    önce dedim ki, saygıyı elden bırakma. ne derse başın üstüne. ama yok ardı arkası kesilmiyor eleştirilerin. bir huzur vermiyor. işten geliyorum hani konuşmadan odama geçmiş gibi olmasın diye iki kelam edeyim diyorum. bana bunları anlatma allah aşkına diyor?

    en son muhabbet olsun diye aile dizimi konusunu açtım. saçma salak bir şey. inansın ya da inanmasın. muhabbet işte. kestirdi attı direk, bana bunlarla gelme diye. dün başka bir konuyla gittiğimde ona da aynı tepkiyi vermişti. neyse.

    en sonunda sabrım tükendi ve "baba biliyor musun, bana ettiğin bu laflara ve sana her gün sadece yeterli parayı kazanamadığım için katlanıyorum. ev tutacak parayı bulsam bir dakika burada durmam." dedim ve olaylar gelişti.

    şimdi buraya gelip belki sizin hiç babanız öldü mü minvalinde yazı yazacaklar olacaktır. onlar da haklıdır elbet ama babayla aynı evde yaşamak zorunda kalmak da gerçekten çok kötü.

    benzer sorunlar için (bkz: daddy issues)

    herkesin kendi evine çıkacak parayı kazanabilmesi dileğiyle diye bitireyim de herkese faydam dokunsun.

    edit: haziran 2018’de hayalimdeki gibi bir eve çıktım. mutlu son! babamı da çok seviyorum aslında*
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap