9 entry daha
  • hastaneye ziyarete giderken son ana kadar nereye gittiğimi düşünmeden konuştum durdum. son duraktan bir önce, çiçekçi... şöyle kallavi bi çiçek yaptıralım, odada içi açılsın, baktıkça "yalnız değilim" desin istedim. hastanenin kapısına geldiğimde bir vurdu sözlük... öyle hafif bir iç sıkıntısı gibi değil, tekme tokat daldı bana gerçekler. "lan ben napıyorum... ben nereye geldim! oha şeyda! oha yürüyemiyor?!" olduğum yerde kaldım. aynı anda hem çok üşüyüp hem çok terleyip nefessiz kaldım. "yok... çıkamayacağım. bi sigara versene" diye hastanenin kapısına çöktüm kaldım. ama girmem lazım. yalnız olmadığını hissettirmem lazım diye diye, mide krampımı bastırmaya çalışıp girdim.

    bi girdim ki tekerlekli sandalyesini pencerenin önüne çekmiş, başında bandana sokağı izliyor. şimdi bile "şeyda" deyince aklımda o hali. o kadar sevimli ki, o kadar mutlu oluyor ki, benden daha iyi hissediyor kendini kendi durumuyla ilgili. anlatmaya başlıyor.

    ılk kaza olduğunda herkes aramış. valiler, sendikalar, milletvekilleri, genel kurmaydan yetkililer.. ılk fırsatta bu işi en iyi yapacak olan gata'ya alınacağını söylemişler. van'daki hastane kapsamsız diye izmit'e gelmiş. ama ha bugün ha yarın gata'dan haber bekliyormuş. öyle ki bi iki gün evvel ankara alan kodlu bir arama alıncaki halinin taklidini yaptı, boğaz'ını temizleyip üstünü başını düzeltmiş heyecandan. ama pazarlamacı çıkmamış mi arayan bir de... telaşını görseniz tüm durumdan bağımsız gülersiniz. "bekliyoruz, gideceğiz. eşim van'a gitti bi iki iş halletmeye. burda geçiciyiz ev falan tutmadık annemler için" dedi. 3 ay olmuştu kaza olduğunda evleneli. "van'daki evini kapatacak misin?" dedim. "kapatamam, döneceğim oraya yeniden. halılarına bile basamadım daha, çok güzel ev kurduk. taşınıp eskitmeyeceğim eşyalarımı, kullanacağım. kalem tutacak kadar olsam göreve dönebiliyorum. devlet sadece ilk 2 ay tedavi masrafı karşılıyor diye buraya geldik. nasılsa süre dolana kadar gata'ya geçeceğiz" dedi. bastıralım, her gün mail atalım, bi şeyler yapalım? dedim, ters teper belki, söz verdiler alacaklar mayıs sonuna kadar kesin, dedi. bir de kendini bıraktı, hastanede devletin ödeme yaptığı 2 ay geçtiği için tedavisini bırakmak zorunda kalan bilmemne amcayı anlatıp üzüldü. "tedavi devam etse adam yürüyecekti, koltuk değneğine kaldı" diye nerdeyse ağladı. "ben bekliyorum alacaklar mayıs sonu kesin" dedi.

    almadılar sözlük. temmuz geldi. hastane masrafları dağ oldu. şeyda'nın ayağa kalkması için gereken en kritik süre geride kaldı. ama almadılar.

    şimdi gittiğimde pencereye sırtı dönüktür diye gidemiyorum. hadi herkes biraz yürüyebilirliğinden versin deseler imza kampanyası falan değil evlerinize gelip yalvaracağım "ne olur birazını verin hücrelerinizin" diye. ama değil, bi imza... hadi be sözlük, bi ihtimal daha var, o da şeyda'nın yürüyebilmesi... lütfen paylaşıp "yalnız değilim" hissini yaşatalım şeyda'ya.

    ekleme: eşinden son gelen mesajı da ekliyorum buraya. "hocam kusura bakmayın geç cevap veriyorum. gata ile ilgili bütün üç kâğıtlara şahit olduk neredeyse..bizim şanssizligimiz gerçek anlamda sahip çıkan olmadı. yok eşim engelli kalmış umurunda mi kimsenin... zaten en kritik 6 ayı geride bıraktık şeyda nin iyileşmesi adına. bu saatten sonra gata yansa da umurumda değil çünkü acısı bize kaldı..ne yapmak istiyorsanız yapın hocam hem içiniz hem içimiz rahatlasin..şunu da ekleyin ama verdikleri kaç aylık süre dolmasına rağmen hala almadılar.genel kurmay sahip çıkacağız demesine rağmen almadılar."
35 entry daha
hesabın var mı? giriş yap