13 entry daha
  • stephen hawking evreni, 'en küçük seviyede düşünüldüğünde çılgınca dans eden dalgalar gibidir.' diye tanımlıyor. yani bu teoriye göre parçacıklar tesadüfi olarak ortaya çıkar ve kaybolurlar. atomların ne şekilde davranacağını önceden kestirmek çok zordur.yaklaşık olarak kendilerinden bekleneni yaparlar fakat hiçbir zaman tam olarak değil. yine hawking'e göre atomlar hiçbir zaman hiçbir yerde hiçbir koşula bağlı olmadan ortaya çıkabilmektedirler ve bunun uzayda her zaman olmakta olduğunu dile getirir.

    aslında temel olarak bu teorinin karadelikler üzerinde nasıl bir etki yarattığı dikkatimi çekti. uzayda hiçbir zaman sıfır enerji olmadığından, her zaman atomik düzeyde bir hareketlilik devam eder. bu enerji, boş uzayda kendi kendine yoktan var olan, çift atom parçacıkları halinde form bulur. bu çift atom parçacıkları yaklaşık olarak saniyenin milyarda birinde* var olup sonra birbirlerini yok ederler. birbirinin zıttı** kütleleri olmasına rağmen, parçacıklardan biri var olmadan diğeri de var olamaz. bu var oluş sırasında pozitif yüklü parçacığın negatif yüklü parçacığa göre karadelikten kaçmak için az da olsa enerjisi bulunmakta. yani negatif parçacık karadeliğin içine anlaşılmayacak derecede yavaş şekilde düşer ve karadeliğin küçülmesine sebep olur. kaçan pozitif parçacık ise radyoaktif bir ışıma içerisine girer. bu ışıma karadeliğin etrafında mikroskobik bir parlama şeklinde görülür ve termal radyasyon yayar. içeri düşen negatif parçacıklar gittikçe karadeliğin kütlesinin küçülmesine neden olur. kütlesi küçülen karadelik, etrafında sürekli artan termal radyasyonla birlikte sıcaklığı gittikçe artar. en sonunda ısınıp öyle bir noktaya gelir ki patlayıp bütün kütlesini kaybeder.

    kafamda uyandırdığı soru işareti ise şu oldu: her şeyin sonu olarak görülen, zamanı bile büküp içine çekebilen karadelikler aslında tam tersi bi yapıda mı işliyor? çünkü, bu teori üzerinde uzlaşmış fizikçiler tarafından evreni anlamada en iyi yolu temsil ettiği söyleniyor.
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap