5 entry daha
  • dinamik bir oyunla karşı karşıyayız genjler! necip memili (yüzbaşı ölümü sallamaz): o ne gada performans yaw. ha keza onur ünsal (onbaşı asalak): o da öyle lakin kendisinde haififten hamlet tatları da almadım değil. tam bir pislik, akılsız ve kötü olmuş o ayrı (saçları yakışmıştı ama). melis birkan (beyazbüyü) için ise ne diyeceğimi bilmiyorum. çok güzel kadın olmasının yanı sıra cümlelerinin bitiminin ardından sanki bişey daha söyleyecek ve tamamlayacak gibi bi his bırakıyor. leyla ile mecnundan kalma mı tam çözemedim valla. gürsu gür (işçi şıvazen): gülüşleri ser verip sır vermeyen işçi olarak beni kötülerin yanında olmaya iter vaziyetteydi; oldukça itici ve dolayısıyla çok başarılıydı bence. adam sinirden kendini gülmelere vermiş.
    müzikleri çok sevdim ama birden bire bitiyor oluşu algı boşluğuna sebep oldu bende :)
    kimi dramatik sahnelerde kendimi gülerken bulmamı ise biraz kınadım. kendi kendimi kınadım yani. ay ne bileyim umarım oralarda bizleri güldürmeyi amaçlamışlardır. gerçi acı bir haberin ardından sıradan yaşantıma çok çabuk adapte oluşumu da kınıyorum kimi zaman ama elimden bişey gelmiyor. toplum beni duyarsızlaştırmış bence :p
    --- spoiler ---
    peki soruyorum şimdi: iş bölümü yapıp birbirimize muhtaç olmak mı yoksa bir arada kalmak istediğimiz için mi iş bölümü yapmak keyifli olurdu?
    --- spoiler --- moda sahnesi kurucuları ve çalışanları bir arada olmaktan keyif alan ekip oldukları için iş bölümü yapanlardan. işte tam da bu sebepten yaptıkları işleri seviyor ve gidiyoruz diye düşündüm. bu düşünüşün oyun esnasında olması elbette ilgimin az biraz dağılmış olduğunu gösterir ama olsun. (alınacak ders varsa o da sadece sevmek üzerine olsa keşke).
    her ne ise oyun para, savaş, bir amaç uğruna kendini kaybediş, erkeklik, işçi sınıfının kullanılışı belki militarizm üzerine kurulu ve oldukça güzel arkadaşlar.
    oyunda tutarlık arayanlar, siz gitmeyin ulan ayılar desem şakacıktan mesela bence biraz komik olur hehe :)
45 entry daha
hesabın var mı? giriş yap