2 entry daha
  • hatıratını okuyalı baya bir oldu, ancak aklımda kalan üç önemli noktayı - umarım yanlış yapmadan- yazmaya çalışacağım:

    1- bertrandon, bir asilzade ve aynı zamanda bir savaşçıdır; fransa ve avrupa'da bir çok savaşa katılır. suriye üzerinden anadolu'ya girerken, toros dağlarında, türkmen beyliğinin sınırlarını koruyan türkmen savaşçılarla karşılaşır, bir nevi sınır bölüğüdür bu. bertrandon7u şaşırtan, bu bölügğün yarısını kadınlardan oluşmasıdır. türklerdeki kadırn savaşçı olayı abiyi baya bir etkiler. o zamanlar sadece o sınırlaırna girdikleri beyliğin (ramazanoğulları olabilir) ordusunda 30 bin kadın asker olduğunu işitir.

    2- türklerle, yani müslümanlarla içki alemi olayı da şaşırtır abiyi. ancak bu içki muhabbetinden çok da keyif almaz, çünkü türklerin acayip içtiğiin yazar. çünkü türkler için bir damla içki de, bir galon içki de aynı günahtır ve madem içiliyor; ucu açık içerler der. düzenli olarak içmedikleri ve içkiye alışık olmadıklaır için de çok fena dağıttıklarını yazar. hacdan dönen bir kervana katıldığı için, içtiklerini ertesi gününde birlikte içtiği olarca türkün hac kervanında leş gibi alkol koktuğunu ve herkesin bunun farkında olduğunu da ekler. bu arada, "ne yapın yapın ama türklerle içmeyin" der.

    3- yanılmıyorsam yine bu amcanın kitabında, anadolu'daki gezici cariye pazarından bahsedilir. siz ona seyyar kerhane deyin. bu sistee göre, anadolu'nun kervan yollarında, seyyar olarak dolaşan cariye konvoyları vardır. sizin gecelediğiniz yere gelir, siz de oraya uğrar, satılık cariyelere şöyle ir bakar, canınızın çektiğini -bir geceliğine- denemek istersiniz. o gece cariyeyi dener, beğenmezseniz (ki olyayı bu zaten) satın almaz ama o gece için cariyeye ve organizatörlere (organizatör pezevenkler) belli bir miktar para veya hediye verirsiniz. sistem böyle işliyor ve türkler/müslümanlar bunu da bir şekilde dine uydurmuşlar; içki gibi haram da değil, alenen işliyor sistem.
    e, sonuçta kolaylıklar dini değil mi?
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap