8 entry daha
  • tevrat’daki hikaye doğruysa kendi tanrısına ibadet etmeyenlerin acılar içerisinde ölüp cehenneme gitmelerine göz yummuş bir zalimdir. milyonlarca türden canlıyı (küfüyle, böceğiyle, tuzlu suda yaşayamayacak bakterisiyle milyonlarca tonluk biyokütleden bahsediyoruz) taşıyabilecek fizik kurallarına aykırı gemiyi ilahi kudret yardımıyla inşa ettikten sonra, merhamet için gelen gemideki canlıların ağırlığının küçük bir kısmı kadar yer kaplayacak insanları gemisine almamış, onlara cennete gitmeleri için bir şans tanımayıp boğulup helak olmalarını gemisinden izlemiştir.

    bu davranış sadece modern ideolojiler sayesinde oluşmuş insan hakları fikriyle çelişmekle kalmaz, insanların kazığa bağlanıp yakıldığı, hırsızlık yapanın elinin kesildiği ortaçağ anlayışının bile gerisinde kalır. çünkü nuh allah adına davranıp ruhu olan varlıklara bir şans tanımamıştır. onları kurtarabilecekken cehenneme gitmelerine seyirci olmuştur ve bu vahşete yaratıcının emriyle ortak olmuştur. şüphesiz ki bu yapılanlar roma imparatorluğunun kurumsallaştığı, hukukun yaygınlaştığı dönemin sonrasında ortaya çıkmış dinlerle çelişir. bu dönemde rab bağışlayıcıdır, ilk dönemdeki çocuksu kindarlığından da iz kalmamıştır.

    nuh’un hikayesi bize tek tanrının sıfatlarının zamanla değişmesini gözleme imkanı tanır. sosyal anlayışımız geliştikçe; rasyonalizm ve hümanizm gibi felsefi düşünceler ağırlık kazandıkça tanrının bağışlayıcı ve sevgi dolu yanları ön plana çıkartılıyor. yaratıcı hikayesinin topluma ayak uyduramadığı yerde de insanlar tanrının yolundan ayrılmaya başlıyor (bkz: ateizm). elbette ki bu sonuç çağdan bağımsız bir evrensel ahlak anlayışının var olduğunu ve bu etiğin de sınırlarının din tarafından çizildiğini iddia eden dogmatik düşüncelerle çelişir. çelişirse de çelişsin zaten. fiziği, kimyası, biyolojisi, astronomisi komple bilimin çeliştiği 4000 yıllık düşünce sistematiği ile bırakın da modern ahlak anlayışımız da çelişiversin.
16 entry daha
hesabın var mı? giriş yap