9 entry daha
  • henuz nasıl olup da bir entarisi dahi olmadigina şaştigim 1990 yapımı ibrahim tatlıses filmi ki kanımca türk sinemasına 80 li yılların küçük emrah filmleri ve 90 ların seren serengilli büyük emrah dizileri ile birlikte altın harflerle geçmesi gereken, güldürürken düşündüren bi yandan da toplumsal yaralara parmak basan tam bir başyapıttır

    "this brillant movie.. i mean alisan is a masterpiece. beautiful on the eyes, ears, heart, and mind. i feel sorry for you if you don't ever get to experience this movie" jean luc godard - cannes 1982

    filmimiz köyündeki ağasını sopayla döve döve öldüren ve akabinda 10 sene hapiste kalan alişan ın (ibrahim tatlıses) hapishane çıkışı kahvede, otogarda nasıl aşağılandığını fırça yediğini ve kahvede demli bir çay istediği kahvecinin "yok lan çay may" şeklindeki fırçasına boyununu bükerek "peki abi" dediğini izlediğimiz üzücü sahneler ile başlar ; tam hayattan umudu kesmiş bir halde sokaklarda dolşan alişan kişisi "urfalılar kahvesinde" kankası yaman okay ile karşılaşır başına devlet kuşu konan alişan bir tatil yöresinde (sanırım bodrum) amele olarak iş hayatına atılır; inşaatta bütün gün türkü söyleyerek geceleri 1990 dünya kupası maçlarını izleyen şenşakrak ve bonmarşe arkadaşlarının tersine duygulu ve düşünceli bir insan olan alişan arkadaşlarının arasında feci şekilde sıkılmakta ve bunalımlara girer

    alişan ve arkadaşlarının (yaman oktay en başta) en büyük eğlencesi ise -kendi deyimleri ile söylüyorum- bodrum da akşam saatlerinde inşaatlardan çıkarak sahil boyunda "turist karı ayarlamaktır", alişan efendi bir kişi olsa da arkadaşlarının bu eğlencelerine arada katılır güler ama kendisi yapmaz; işte bu turist karı ayarlama turları esnasında alişan ve arkadaşlarının en büyük yardımcısı yine inşaatta kalfa olan bir abilerinden öğrendikleri:

    -bu akşam come disko var cin tonik

    cümlesi olmaktadır; fakat her nedense rastladıkları her alman ingiliz kadına önce hello deyip daha sonra besmelesiz "bu akşam come disko var cin tonik" şeklinde yaklaşan kankilerden hic biri bu mucize yöntemle başarılı olamaz hatta bo bol tokat yerler (burayı ben de anlamadım oysa bu muazzam cümle ile bir çok kadını etkileyip güzel yaz aşkları yaşamaları gerekiyordu ama olmadı neden acaba) işte tam bu anda alişan kendisini uzun süreden beri kesmekte olan dilsiz ama güzel kişi yaprak özdemiroğlu nun farkına varır; yaprak ın ibrahim e samsun sigarası vermesi ile aralarında büyük bir aşk başlar; ama dilsiz zengin bir kız olan yaprak ile inşaatlarda çalışan bir gariban olan alişan arasındaki aşk kolay yürümeyecektir

    (bkz: bu akşam come disko var cin tonik)
425 entry daha
hesabın var mı? giriş yap