6 entry daha
  • aslında içindeki pembe dizilerden koparılıp konmuş gibi duran ilişkileri (örneğin alexandra ile daniel arasındaki ilişki, daniel ile juliette'in geçmişte kalmış aşkı) olmasaymış daha iyi olurdu bu film bence. güzel başlayan; müzik, edebiyat ve resimle sinemayı fena olmayan bir şekilde birleştirerek devam eden; dört ana karakterini de derinleştirmeyi başarmış, bütün oyuncuların döktürdüğü (en iyileri rahmetli philip seymour hoffman bence. genç aktris imogen poots dizginlenmediğinde abartılı oynayacağını bu filmde göstermiş oldu) ortalamanın biraz üstüne çıkabilmiş bir film. filmde fazlasıyla sırıtan ve hiç de inandırıcı ve gerçekçi olamayan o ilişkiler (özellikle alex ile daniel aşkı) olmasaydı daha iyi olurdu bu film bence. zaten alex ile daniel arasında bir şeylerin peydahlanacağı daha ilk dakikalarından belli oluyor. yönetmen ters köşeye yatırsaydı daha iyi olurdu. ama bunun yerine klişelerin peşine takılmayı tercih etmiş. keza çözüm bölümünde pek bir şeyin çözümlenmemiş olması da hoş değildi doğrusu (mesela juliette ile kocası robert arasındaki ilişki muğlak bir halde bırakılmış). bir black swan beklememek gerek şu filmden. bence black swan kadar ve hatta zerre sevmediğim le concert kadar müziği filmin ruhu haline getirebildiğini düşünmüyorum. a late quartet kesinlikle daha iyi olabilirdi, ama fırsat kaçmış gibi görünüyor.
13 entry daha
hesabın var mı? giriş yap