9 entry daha
  • mulvey'e göre dikizci-skopofilik bakış ve narsisistik özdeşleşme, önemini dişil karakterin nesneleştirilen temsili kadar, eril karakterin kontrolü elinde bulunduran iktidarına borçlu. üstelik psikanalitik açıdan 'kadın' imgesi zaten müphem, bunun sebebi de bütün cazibesi ve baştan çıkarıcı haliyle bir yandan iğdiş edilme endişesi yaratıyor oluşudur. görüntüsüyle eril öznenin aklına penis eksikliğini getiren dişil karakter, çok daha derin korkuların kaynağı. klasik sinema bu iğdiş edilme tehdidini anlatısal yapı ve fetişizm yoluyla çözer. anlatısal düzleminde iğdiş edilme tehdidini fark edilmez kılmak için, dişil karakterin suçlu bulunması gereklidir. bu 'suç'un teyidi, cezalandırılma ya da kurtarılma vasıtasıyla yapılır. bunun filmin hikayesine yansıması da kadınlara reva görülen iki geleneksel sonla olur; filmin sonunda kadın karakter ya ölür ya da evlenir. iki durumda da katarsis, erkek seyircinin hizmetindedir.
    fetişizm söz konusu olduğundaysa, klasik sinema eksik penisin yerini bir fetiş formuyla, yani hiper-cilalı bir nesneyle doldurur. kadını fetiş haline getirmek, dikkatin kadın 'eksikliği'ne yönelmesini engeller ve onu tehlikeli bir kişilikten, kusursuz bir güzellik nesnesine dönüştürür. beyazperdede fetişizmin kullanılmasıyla dişi olanın nesneleşmesine katkıda bulunulmuş olur ve bu nedenle kadın, fallik norm dışında temsil edilemez.
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap