inanç

• yıkıldığında, inancı duyanı da yanında götüren güç ve/veya zaaf.
  
  misâl: düşlerimiz, gelecekteki güzel günlere olan inancimiz kasaya atılmış nakit değerler değildir. bozdurup harcanacak, yiyip tüketilecek yanları yoktur. onların boşalan yerlerinin doldurulamayacağını bile bile onları kaybetmiş olmak, insanın bir daha iflah olmayacak aşk tarifinin, allah tarifinin veya tarihinin noktasının konduğuna kanıttır.