• izledigim her filminde ingmar bergman'a biraz daha hayran olmayi surdurmemi saglamis basyapit.
    kimi insani izledikten sonra iki saat sokaklarda dolastirip cevresine yabancilastiran, kimisininse uykularini kacirip huzur icinde uyuyabilmek icin bir baska film daha izlemek zorunda birakan bir film.
    goruyoruz ki bergman, filminin her acidan mukemmel olmasiyla yetinmemis; oyuncularin filmi bolerek canladirdiklari karakter hakkinda goruslerini bildirmesi gibi deneyselliklere de yer vermis.
    sadece filmdeki gorsel calisma bile insanda hayranlikla kiskanclik arasinda gidip gelen bir huzursuzluk yaratmaya yetiyor. tabi bu konuda bergman'in cogu filminde onemli katkisi olan goruntu yonetmeni sven nykvist'in hakkini da yememek lazim.
    filmde ayrica skammen'in sonundaki unutulmaz kayik sahnesiyle baslayan bir ruya sekansi da mevcut. ama benim en cok aklima takilan seylerden biri ici sutle dolu olan bir kasenin yere dustugu sahne. tarkovsky ve bergman'in birbirini etkiledigi muhakkak, fakat en passion'un 1969'da cekilmis olmasi, tarkovsky'nin cogu filminde dokulen sutun kaynagini bulmamizi sagliyor sanirim.
29 entry daha
hesabın var mı? giriş yap