• insanlık hallerini yadırgamamayı, farklı tercihlere saygı duymayı öğreneli çok oldu bu nedenle beni hiç bir şey şaşırtmadığı gibi hiç bir şeyi de yadırgamıyorum uzun zamandır. koskocaman planette bir noktadan ibaret bir fani olarak geçirdiğimiz kısacık ömürlerimizi önyargılarla, nifakla, sokuşturulmuş yanlış bilgilerle geçirmektense hayatın tadını çıkarmayı yeğ bulurum. ve elbette ki üzerinde yaşadığım o devasa planetten bile daha büyük, sarsılmaz bir vicdan ve saf ahlak geliştirmişsem benden mutlusu ve huzurlusu olamaz. bu nedenle sinema filmlerini izlerken önyargılardan, inançlardan ve dogmalardan azade bir bakış açısı içerisinde olmak için azami bir gayret gösteririm, çoğunlukla da başarırım. çoğunlukla diyorum zira eğer sunulan seyirlikte insanlık hallerini zorlayıcı unsurlar varsa tabi buna tepkisiz kalamam.
    paradies liebe, orta yaşlı avrupalı kadınların,ülkemizin tatil yörelerinde de şahit olduğumuz gibi tatil ortamlarında aradıkları maceralara çok yakından bakış atan bir film. ulrich seidl'in meşhur üçlemesinin ikincisi. açıkçası üçlemenin son filmi kadar etkileyici olmasa da (olmaması normal aslında) yine de ilgiyle izleten bir film. bazı sahneleri gerçekten çok çarpıcı ve eminim çoğu izleyicinin asla izleyemeyeceği ve hatta çok büyük tepki göstereceği şekilde. ancak yaşadığımız dünya böyle. kimi insanların kendi dünyaları çoğunluğun dünyasından farklı ya da şöyle söylemek daha doğru belki, hayat insanlara çok farklı ortamlarda çok farklı şeyler yaşatabiliyor. zira insanoğlunun yeme, içme ihtiyaçlarının ötesinde çok önemli bir ihtiyacı daha var: sevilmek.. kimi zaman bu alışık olmadık ortamlarda ve toplumun genelinin kabul etmeyeceği şekillerde gerçekleşse de sevilmek, takdir edilmek ihtiyacı insanın en doğal ihtiyaçlarından birisi... bu film de bunu çok çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
13 entry daha
hesabın var mı? giriş yap