• yapmaya çalıştığım, başaramadığım şey.

    eski bir solcu olarak (belki de hala öyleyimdir belli açılardan) gösterici / direnişçileri anlamaya çalışıyorum zaman zaman. istanbul’daki oğlumun dediklerini, yorumlarını duyuyorum, anlayamıyorum. (inşallah gösterilere katılmıyordur) empati yapmaya çalışıyorum. eski solcu / solcu eskisi olarak ben bile kendimi tam olarak göstericilerin yerine koyamıyorum. bazen geçmiş günlerimi, hayallerimi, korkularımı düşünerek paralellikler kurmaya çalışıyorum ama olmuyor.

    öncelikle belirteyim: tayyip erdoğan'ı severim. kabadayıdır, sivri dillidir, zaman zaman efelenir, amenna. ama samimiyetinden kuşkum yok. (lise sondaki oğlum da aynı ada sahip) kaç kere partisi kapatıldı, aşağılandı, yılmadı. onca kışkırtmaya rağmen milleti sokağa dökmedi. en zor durumlarda, en ümitsiz zamanlarda "vatan millet zarar görmesin" diyerek sakin kaldı.

    bunlara bakınca gezi parkı protestosu bana biraz lüksmüş gibi geliyor. içkini saat 22:00'dan önce alsan ne kaybedersin? taksim'e topçu kışlası (yapılmasın ama) yapılsa ne olur, fenamı olur? başbakanın dili sivriymiş, noolmuş?

    sorun sanırım belli insanlarda oluşmaya başlayan ümitsizlik ve kıstırılmışlık duygusu. altlarındaki zeminin kaydığını mı hissediyorlar nedir? belki "insan başkasını kendisi gibi bilir" misali, "biz zamanında onlara şöyle şöyle yaptık, biraz daha cesaretlenirlerse bize de aynısını yaparlar" korkusu mudur, bilemiyorum. gerçekten bilemiyorum.

    her istediğin yerde, istediğin saatte, istediğin gibi içme, öpüşme vs. özgürlüğünü anlayamıyorum. (müslüman olarak değil, insan olarak da anlayamıyorum) bunlar 15-20 yaşındaki bebeler. ne gördünüz ulan? hangi baskıya uğradınız? 28 şubatta soruşturma geçirdim, fişlendim. şimdi rahatlıkla genel müdür olacakken motivasyonum azaldı, hayattan maddi anlamda beklentim kalmadı. eşim üniversiteyi yarıda bırakmak zorunda kaldı (ikincisini) yetmedi, soruşturmalar geçirdi, memuriyetten ayrılmak zorunda kaldı. 3 sene evde oturdu, boşu boşuna...
    80'li yıllarda gazeteciden cumhuriyet gazetesi istemek için ne kadar cesarete sahip olmak gerektiği konusunda her hangi bir fikriniz var mı? karakolda ne tür dayaklar, işkenceler olurdu, duydunuz mu? yaşadınız mı? bir devlet dairesinden içeri girerken dizlerinin titremesi ne demektir, bilir misiniz? (22 yıllık devlet memuru olarak benim hala zaman zaman titrer)

    bu kadar öfke kime?
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap