4 entry daha
  • ana karakteri bir roman polanski karakteri gibi olan, david lynch filmi tarzında ama daha anlaşılır, ender rastlanan özgünlükte müthiş bir film el habitante incierto. bir arkadaş grubuyla izlendiği taktirde bittikten sonra kendinizi saatlerce film hakkında tartışırken bulabilirsiniz. filmi anlamayanlar için filmdeki bazı noktalara ışık tutacağını düşündüğüm kısa bir özet hazırladım. yalnız entrynin bundan sonraki kısmını okumak için filmi en az bir kez izlemiş olmanız gerektiğini aksi taktirde filmden alacağınız zevki minimize etmiş olacağınızı hatırlatırım. film bulmaca gibi olduğu için aşağıdaki özet benim anladığım şekliyledir, tamamen sallıyor da olabilirim.*

    --- spoiler ---

    vera felix'ten ayrılır ve başka bir eve taşınır. ikisi de bu durumdan hoşnut değildir. vera sırf felix'in devasa evine gelebilme bahanesi olarak kutularca eşyasını geride bırakır. bir şeylerin olmasını ve barışmayı ummaktadır.

    komşu evde claudia bir kaza geçirmiş ve sakat kalmıştır. sonradan öğrendiğimize göre seyahat etmeyi seven bir çifttir bu. özgür ruhlu arkeolog martin karısı sakatlandıktan sonra kendini çok kısıtlanmış hisseder ve karısıyla ilgilenmez ve zamanının çoğunu bodrumda geçirir. karısını öldürmeye karar vermiştir(filmin bir yerinde claudia bruno'ya "sanki benim mezarımı kazıyor bodrumda" gibi bir şey söylüyor). bordumundaki tüneli keşfeder ve tünelin nereye açıldığını öğrenmek için felix'in evine telefon etme bahanesiyle girerek eve saklanır ve bir gece burada kalır(tıraş bıçağının ve havlunun kullanılması, yatılmış yatak buna delil). felix'in duyduğu seslerin bir kısmını martin çıkarmıştır kaldığı bu gecede. felix bodruma indiğinde martin kapıyı çarparak evden çıkar ve kendi evine planını uygulamak üzere döner. planı claudia'yı bodruma çekmek ve merdivenlerden düşmesini sağlamak ve kaza süsü vermektir. bodruma iner ve merdivenleri göçecek hale getirir. bu sırada claudia onun arkasından bodrumun kapısını kitlemiş ve bir daha hiç merak etmemiştir.(bunları bruno'ya anlatıyor sonradan) sonra da polise giderek kocasının kaybolduğunu söyleyecektir. insülin iğnesi yanında olmayan martin bodrumda kilitli olarak şeker komasından ölür.(belki bağırdı sesini duyuramadı veya claudia duyduğu halde onu ölüme terketti bilemiyorum)

    felix iyice paranoyaklaşır sonra polisi arar. vera'yı eve çağırır, sevişirler ve yatarlar. vera su içmek için mutfağa gider ve (sonradan öğreneceğimize göre bebeğiyle konuşur). ses duyan felix vera'nın evdeki gizemli yabancıyla konuştuğunu zanneder ve hayatında başka birisi olduğundan şüphelenir. felix kendi evinde yatamaz olmuştur ve o gece arabasında yatar. bir şeyler yemek için sabah evine girdiğinde komşunun köpeği kapısına gelir ve onun koku alma duyusundan yararlanmak ister ama köpeğin sahibi merdivenden düşerek ölür. polis olayın kaza olduğuna karar verir ve felix'i salıverir. (adam o kadar paranoyaklaşmış ki tutuklanmayı bekliyor evinde kalmamak için) claudia yan odada kocasının kaybolduğunu bildirmek için gelmiştir. göz göze gelirler. polisin çekmeceye koyduğu silahı çalar ve kendi evini telefon kulübesinden arar. telefonu birisi açınca direk eve bodoslama dalar kim olduğuna bakmadan karanlıkta martin sandığı vera'yı boynundan vurur. vera boynundan yaralandığı için felix kapıyı zorlarken konuşamaz. vera'yı eve hapsederek ölüme terk eder. arabasında yatarken çocukların felix'in çizdiği portrenin komşusu martin'e ait olduğunu söylemesiyle o eve yönelir ve eve gizlice girer. tam bu sırada bruno ve claudia eve gelir. claudia bir an için hiçbir şey olmamış gibi martin'in evde ona doğum günü sürprizi yapacağını düşündüğünü söyler. bruno'da bu anda ona sürpriz doğum günü partisini planlar. ondan evin bir anahtarını alır.

    evde felix claudia'nın durumundan yararlanarak yaşamaya başlar ve bu durum hoşuna gider. çünkü vera'ya çok benzeyen claudia'yı onunla özdeşleştirmiştir. tam da vera'nın olmasını istediği gibi birisidir çünkü claudia. ona muhtaç ve bir yere gitmeyecek bir eş. ona yardım eder, beraber korku filmi izlerler, kitap okurlar vs zamanla felix claudia'ya bağlanır. bruno birkaç arkadaşına diğer arkadaşlarını ve ortak arkadaşlarını da çağırarak sürpriz doğum günü partisini düzenlerler. dikkat edilirse partiye gelenlerden bazılarını bruno da claudia da tanımamaktadır. bu sayede felix de partiye dahil olur. parti bitiminde eve tekrar saklanan felix, bruno ve claudia'nın sevişmeye başladıklarını duyunca vazoyu yere atar ve içinden çıkan anahtarla bodruma iner. aşağı inen brunoyla kavgaya tutuşur zaten kıl olmuştur adama çoktan beri. tünelin projelerini görür ve tünele girer, bu sırada bruno onu bacağından bıçaklar ve claudia sandalyesiyle bruno'nun üstüne merdivenle beraber yıkılır. felix tünelde martin'in cesediyle karşılaşır ve martin burdaysa benim eve kitlediğim kim acaba diye merakla kendi bodrumundan yukarı çıkar. aslında vurduğu kişinin hamile olduğunu da yeni anladığı vera olduğunu anlar ve nasıl bir trajediye sebep olduğunu düşünürken film biter.

    aslında iki ev tünelle birbirine bağlı, martin felix'in, claudia da vera'nın aynada bir yansımasıymış gibi sürrealist bir yaklaşım yapılabilir ama o entele girer.*
    --- spoiler ---
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap