1 entry daha
  • tımar arazisi : osmanlı devleti, fetihlerde yararlılık gösteren devlet adamı, komutan ve askerlere fethedilen bölge topraklarından araziler tahsis ederdi. bu araziler büyüklüklerine göre has, zeâmet veya tımar ismini alırdı. meselâ 300 köylü bir sancağın 200 köyü ikişer veya üçer köy olarak 80-90 tımara ayrılır, hak kazanan muhariplere dağıtılırdı. kalanı has itibar edilerek bundan vezirlere, beylerbeyilere, sancak beylerine ve sair ümeraya hisse verildikten sonra artanı “hass-ı hümayun” namıyla devlete kalırdı.

    tımar arazilerinden geliri üç bin akçeden yirmi bin akçeye kadar olanına tımar, yirmi binden yüz bin akçeye kadar olanına zeâmet, yüz binden yukarısı da has olarak isimlendirilirdi.

    osmanlılar:
    1) hassı hükümdar, şehzâde, vezir, beylerbeyi, sancakbeyi, defterdar, nişancı gibi yüksek devlet adamlarına,
    2) zeâmeti alaybeyi, tımar defterdarı, tımar kethüdâsı, divan kâtip ve çavuşlarıyla ve saire orta derecedeki devlet memurlarına,
    3) tımarı da sipâhilere tahsis eylemişlerdi. tımar sahiplerinden bir kısmı topraklarını kendileri işlerken, bir kısmı da sahip olduğu toprakları işleyebilecek halka (reâyâya) dağıtarak bunlardan çeşitli isimler altında vergiler alırlardı. has ve zeâmet sahipleri genelde sahip oldukları toprakları işleyen halktan vergi toplayan kişilerdi. tımar sahipleri gelirlerinin her bin akçesi karşılığında “cebelü” denen teçhizatlı bir asker besleyip, savaş zamanlarında askerleriyle beraber sancak beyi veya beylerbeyinin komutasında savaşa katılmak zorundaydı. osmanlı devleti bu şekilde 70-80 bin kişilik atlı bir tımarlı sipâhi ordusu temin etmekte idi. (osmanlı tarih deyimleri ve terimleri sözlüğü, mehmet zeki pakalın, m.e.bakanlığı yayınları, istanbul 1993, c:iii, s:497-506)
    http://www.anitkaya.com/tapu5.htm
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap