beyoğlu'nun arka yakası

• 1986 yapımı şerif gören filmidir.
  
  sinematürk yazarı eylül fırtınası tarafından filme dair kaleme alınmış bir yorum yazısı aşağıda görülebilir.
  
  çeşitli tür ve konularda, kırsaldan kente uzanan çizgide birbirinden farklı ve ilginç filmlere imza atan şerif usta'nın ilginç denemelerinden birisi...
  beyoğlu'nun arka yakası isminin çağrıştırdığı bütün beklentileri ve tahminleri boşa çıkarmayan, sağ gösterip sol vurmayan bir film.
  scorsese'nin taxi driver'ı gibi bir gecenin kötülükleri filmi.tabi ki ondan çok daha yüzeysel ve şematik..
  beyoğlu ve gece denince akla ne gelir?
  pavyonlar, meyhaneler, sarhoşlar, fahişeler, tinerciler, başıboş serseriler, travestiler, kadın ve uyuşturucu satıcıları, çöpler ve pislik...
  işte beyoğlu denince akla ne gelirse filmde bunları görebilirsiniz.
  memur haydar rıza maaşını alıp felekten bir gece çalmak için beyoğlu'na çıkar ve her ne hikmetse aklınıza gelecek her türlü melanet onu bulur.başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmez.olmadık insanlarla olmadık yerlere girer çıkar, fahişelere parasını kaptırır, baskınlara uğrar, içer, karakolluk olur.dayak yer vs.vs.
  zaten beyoğlu'nun ne menem bir yer olduğunu hep duyardık, bir de şerif gören'den öğrenmiş olduk.
  bu bağlamda beyoğlu'nun arka yakası alabildiğine didaktik ve abartılı bir film.
  sanki aileden sorumlu devlet bakanlığı tarafından sipariş edilmiş eğitici bir film gibi.
  hacı hacıyı mekke'de, hoca hocayı tekkede, deli deliyi dakkada bulur demişler..
  insanın içinde varsa gider bulur zaten aradığını da belasını da.
  bunun için birilerinin ''sakın haa kötü yerlere gitmeyin,belalı kişilere bulaşmayın,oturun sıcacık evinizde'' gibisinden parmak sallayarak öğüt vermesine gerek yok.
  öte yandan haydar türlü musibetlerle boğuşup dururken bir ekipte eski beyoğlu ile ilgili bir belgesel çekmektedir.yani beyoğlu'nun dünü ve bugünü arasında sözde karşılaştırma yapılmaktadır.e onu da biliyoruz.
  bir zamanlar beyoğlu çok nezih bir yermiş.ah nerde o eski beyoğlu teranesini duymayan mı var?
  şerif gören'in kadir inanır'dan sonra ikinci gedikli oyuncusu tarık akan'ın yanılımıyorsam kendisini seslendirdiği ilk film.inanılmaz kötü bir sesi var.dua etsin pekcan koşar'a,cüneyt türel'e..yoksa bu sesle tarık akan falan olamazdı.ayrıca son derecede kötü bir oyun sergilemiş bu filmde.
  gençliğinde kendisine aşık olan ve ilk defa başrolü paylaştığı oya aydoğan'da basmakalıp ve abartılı fahişe tiplemesi ile eski aşkından geri kalmamış.
  şerif gören birçok filmine yorum yaptığım ve çok sevdiğim bir yönetmendir.sanırım bu amerikalı'dan bile daha olumsuz eleştirdiğim bir film oldu.çünkü gerçekten kötü ve olumlu bir yönü bile olmayan, sadece ilginç olmayı başarabilen bir film. "
  
  http://www.sinematurk.com/'dan alıntıdır.