259 entry daha
  • pazartesi akşamı bulunduğum şehir. birisiyle buluşacaktım, buluşmak istedim daha doğrusu. onun haberi de yoktu geldiğimden şehrine. indim otogarda. "ben geldim, 5 dakika aşağı insene, 'senden nefret ediyorum' dedin mesajla, bunu yüzüme de söyle hemen çekip gideceğim" dedim. cevap gelmedi. ben de dolaşmaya başladım şehirde. ta bu emniyet müdürlüğünün oralara kadar gittim meydandan, sonra o taraftan döndüm geri sevgi yolu'na. dönen bir eleman vardı bir meydanda, semazen gibi, he işte oraya. ilerisinde de bir cami vardı, ulu camiydi adı galiba, nöbetçi tuvalet yazıyordu tuvaletinde hatta oraya gittim işedim. tuvaletten tam çıktım baktım ki telefonun ekranında "1 yeni mesaj" yazıyor. baktım, "rahatsız etme beni bi daha" yazıyor. "bak 2 dakika buluşalım, 120 saniyeden fazla durursam ne olayım" dedim. sonra devam ettim yürümeye. tabelada "macar evi" falan yazıyordu yani o tarafa işte. sonra cebim bir daha titredi, "1 yeni mesaj" yazıyor yine. baktım, "sevgilimin yanındayım" yazıyor. şu benle ayrıldıktan sonra beraber olduğu ikinci sevgilisini kıskandırmak için kiraladığı üçüncü sevgilisinin yanındaymış. pardon kiraladığı mı dedim? ay ne kadar ayıp. birbirlerini deli gibi seviyorlar ya. pek de aşıklar. kimseyi kıskandırmaya çalışmıyor bizimki. hatta ikinciyi kıskandırmak için bu üçüncüyle olduğunu, aslında aşık olmadığını bana kendisi yüzüme söylemedi buluştuğumuzda.

    neyse. sonra sevgi yolu'nda gaziantep pidecisi var. tesadüfi girdim içeri. kapatmak üzerelerdi dükkanı. "abi bir kuşbaşılı alabilir miyim" dedim, "tabi abi" dedi. bir de kola söyledim yanına. tam bitmek üzereyken orada künefe yazdığını gördüm, canım çekti. "abi bir de künefe alabilir miyim ya" dedim, "hemen getiriyorum abicim" dedi. künefeyi yedim ayıptır söylemesi, üstüne su da içtim. neyse. 16 lira hesap tuttu. ödedim. sonra dışarı çıktım, akşam 9 gibiydi. soğuktu bayağı. kimseyi de tanımıyordum şehirde işte bu hanım kızımızdan başka. lan dedim sinemaya gidiyim de donmayayım. sinemaya gittim. saat 9'dan sonra bir alacakaranlık filmi, bir de evim sensin diye özcan deniz'in sikindirik bir filmi vardı. lan dedim bunları izleyeceğime sokakta donarım, farelere yem olurum daha iyi. izlemedim. taktım kulaklığı kulağıma, başladım tekrar dolaşmaya şehri. yine ta o emniyet'in oralara kadar gittim. bazen ara sokaklardan, bazen ana yoldan gidiyorum. dedim ya, öyle dolaşıyor, vakit geçiriyorum işte. sonra tekrar geri dönüp sinemanın karşısındaki makina mühendisleri odasının çay ocağına gittim. bir çay ısmarlayıp kendime amin maalouf'un geçenlerde çıkan kitabını okumaya başladım. güzeldi kitap. neyse iki çay içip tekrar çıktım sokağa. liseli gibi gittim bunun yurdunun oralarda dolaştım biraz. aslında az önce dedim ya emniyetin oralara gittim diye, bunun yurdu o taraflarda diye oralara gidiyordum, belki rastlarım diye. sonra saat 11 olduktan sonra bu saatten sonra istese de gelemez yurda deyip saat 00.30'daki otobüsüme gitmek üzere alışveriş merkezinin karşısındaki kamil koç yazıhanesine gittim. "kaçta gelir araba" dedim, "00.15'te burada olur" dedi. içimden "sikseler o saate kadar burada beklemem" dedim. "eyvallah sağ ol" deyip çıktım dışarı. kulağımda yine kulaklık, başladım yürümeye. yürüdüm de yürüdüm atatürk bulvarı'nda. bu arada belirteyim, her geçen kıza da bakıyorum "lan acaba bu bizimki mi" diye. neyse yürürken yine bakıyorum işte, yok anasını satayım hiçbir yerde. tüm kütahya'yı aradım taradım yine de yok. devam ettim ben de yürümeye eskişehir yönüne doğru.

    yürüdüm allah yürüdüm. o çevre yolunun orada bir tane üst geçitli kavşak var. oraya geldim, arkamı döndüm ve "amına koduğumun şehri. seni de sikeyim burada bir vesileyle varlığından haberdar olduğum herkesi de sikeyim e mi" dedim; şarkılar söylemeye başladım bağıra çağıra. sık sık arkamı dönüp nah işareti yaptım, bacağım girsin hareketi çektim karşıdan gelen şoförlere aldırış etmeden. şarkılara küfürler sıkıştırdım kafiyeli. derken otogar'a geldim. yolun karşısına geçerken son bir dönüp baktım. "allah'ınızdan bulun" dedim. "sevdik ya başka ne yaptık" dedim. otogar'da bekledim. yine kitap okudum. 00.20'de otobüsüm geldi. 00.29'da bindim. koltuğuma oturdum, usb'yi telezona takıp cengiz'den bir şarkı açtım, bir daha da geriye bakmadım.
498 entry daha
hesabın var mı? giriş yap