5 entry daha
  • hakkında mehmet kaplan'ın aynı adlı eserinde çok yerinde tespitler yaptığı destandır. kaplan, destanın geneline bir "sürat ve hareket" fikrinin egemen olduğunu savunur. yapılan savaşlar birbiri ardına anlatılır ve tasvirlere fazlaca yer verilmez; çünkü tasvir etmek için durmak gerekir. "zaman" ve "mekan" bulunulan şeyler değil, sürekli aşılması gereken ve aşılan şeylerdir. örneğin; oğuz kağan çocukluk devresini çabucak geçip 40 günlükken ata binmeye ve avlanmaya başlar. yine, duvarları altından, penceresi gümüşten bir ev gördüğünde kalıp içinde ne olduğuna bakarak zaman kaybetmek yerine, bunun için bir başkasını görevlendirir ve harekete devam eder. o, tarım toplumlarının içe dönük ve durgun insan tipinin tersine dışa dönük ve eylemcidir. bu durum göçebe toplulukların günlük yaşamında avcılık, akıncılık ve yağmacılık gibi faaliyetlerin ön planda olmasıyla ilgilidir. ayrıca destanda, budizm, maniheizm, hristiyanlık veya islamiyet'in getirdiği, iç dünyayı, maneviyatı ve ruhu yücelten mistik anlayış görülmez, tersine maddi gerçekliği ön planda tutan bir bakış açısı hakimdir.
    ayrıca;
    (bkz: türk mitolojisi)
13 entry daha
hesabın var mı? giriş yap