445 entry daha
  • üniversitedeyken bir hocam hugh heffner'ın playboy'la ulaştığı başarıyı çözümlemişti. playboy, alanındaki ilk yayın değil, piyasaya çıktığında da ondan başka erotik ve çıplaklı dergiler var. ama playboy'un diğer erotik dergilerden bir farkı var. onlu ya da yirmili yaşlarında genç bir erkek, gazete bayiine gidip istediği erotik ya da pornografik yayını satın alabilir. ama kırklı ve üstü yaşlarda, belli bir sosyal konumu olan bir erkek bunu yapamaz. utanır. buradan yola çıkarak hugh heffner, her sayısında bir ünlü ve önemli figürle yapılmış en iyi ve doyurucu röportajlardan birinin, hatta genellikle en iyisinin olduğu playboy dergisini yarattı. hocamın verdiği örnekler yine o kişilerle yapılmış en iyi röportajlardan olduğunu söylediği george bush ve marshall mcluhan röportajlarıydı. böylece andropozlu kart zamparaya da erotik yayın takip etme bahanesi yaratılmış oldu. artık bu yaş gruplarındaki kişiler de bir gazete bayiine gidip, "evladım, şu george bush röportajının olduğu playboy sayısından versene." diyebilecekti.

    işte "kelime oyunu" da playboy faktörünün çok iyi okunmasıyla tasarlanmış bir yarışma. çünkü ihsan varol da yarışma programlarındaki benzer bir eksikliği doğru tespit etmiş. türkiye'deki televizyon yarışmalarının hemen hepsinin iddiası ne oldu? "en çok kazandıran yarışma", "tek seferde en büyük ödülü veren yarışma", "ağırlığınca altın kazandıran yarışma", "ödül kazanma şansınızın en yüksek olduğu yarışma", vs... hemen herkes yarışmaları sever, yarışma programlarına katılmaya da özenir. ama belli bir toplumsal saygınlığa, doygun bir gelire, ya da prestijli bir titre sahip insanlar, "acaba birgül hanım muhtaç durumda mı?", "yoksa zeynel bey paraya mı sıkıştı?" gibi kuruntuların meydana gelmesinden endişe eder. bu nedenle eksikliği çekilen kazandıran yarışma değil, kazandırmayan yarışma. yüz yirmi beş bin liralık soruyu bilemeyip on beş bin liraya gerileyince yüzümüzün düştüğü yarışmaya değil, cümle alemin, "önemli olan gerçekten yarışmak" algısıyla yarışıp izlediği yarışmaya ihtiyacımız var. televizyon yarışmalarının playboy'u "kelime oyunu" da o işte. yarışmacı profiline dikkat edin. emekli öğretmen, akademisyen, hatta "ünlüler yarışıyor" kafasıyla, kazananın, "atatürkçü düşünce derneğine bağışlıyorum" demek zorunda olduğu bir şöhretler karmasıyla gelmiş değil, hasbelkader yarışmacıların arasına karışmış şöhretli müzisyen ve oyuncular, "elalem ne der?" faktörünü dert etmeksizin yarışmaya geliyor. yeni yarışma böyle bir şey.
1489 entry daha
hesabın var mı? giriş yap