7 entry daha
  • zat-ı şahanelerinin bütün filmlerini -bazılarını ikişer kere olmak üzere- izlediğimden beri hakkında bir iki kelam etmek istiyordum ama hazırlayamadım kendimi. du bakali bir deneyelim.

    nuovo cinema paradiso bir nevi kendi otobiyografisi diye düşünüyorum zira kendisi de toto gibi küçüklüğünden beri sinemayla ilgileniyormuş ve diğer filmlerinde de toto'daki gibi bir sıla hasreti hissediliyor.(son filmine adını veren bagheria bizzat doğduğu yer kendisinin.) çok güzel güney italya ve sicilya manzaraları da sunuyor sık sık. çoğu filminde işlediği mutlu sona ulaşamayan aşk temasında da toto'yla benzeşiyor. kendisinin bir türlü unutamadığı -muhtemelen gençliğine ait- bir aşkı var diye düşünüyorum. bu aşıkların birbirine kavuşamadığı aşk temasını öyle bir işliyor ki, l'uomo delle stelle/the starmaker'ın son cümlesiyle her daim bilimum sevgili, arkadaş, ve ailem tarafından duygu yoksunu bir yaratık olarak bilinen ve daha önce hiçbir filmde ağlamamış bendenizi hüngür hüngür ağlatmayı başarmışlığı var. yine diğer filmlerinde de bu filmdeki gibi hüzünlü bir mizah var.(mesela stanno tutti bene ve la leggenda del pianista sull'oceano/ the legend of 1900) aynı şekilde geçmişe özlem hissini de nefis veriyor. stanno tutti bene'de yaşlı amcanın yıllar önce karısıyla balayına çıktıkları otel odasında bir anlığına yatağın üstünde karısının elini tuttuğunu hayal etmesi ve elin yavaş yavaş solarak kaybolması gibi çok güzel bir flashback sahnesi buna örnek olarak.

    filmlerinde seyirciyi duyguya boğmayı amaçlayıp hunharca başarı göstermesinde bütün filmlerinin müziklerini ennio morricone'nin yapmış olmasının etkisi büyük. ayrıca yukarıda bahsettiğim filmlerinden farklı bir tarzda olmakla birlikte una pura formalita'da da nefis bir sinematografi sunuyor. başarılarının devamını diliyorum kendisinin.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap