niyazi öktem

• dersine ilk girdiğinizde sanırsınız ki bu dersten, ders kitabının kapağını kaldırmayarak, kendi genel kültürünüz ve derste dinleyip eve gidip araştırdıklarınızla b ile geçersiniz. hatta içten içe a ile geçeceğinizi düşünüp gülümsersiniz. vize fena değildir. ama finalde babayı alırsınız. d ile sorumlu geçersiniz.
  
  kendisi amerikan vari üniversite hocası anlatış tarzıyla türkün samimiyetini ve esprisini kaynaştırmış bir hocadır. seversiniz ama not sistemini anlayamazsınız. basit bir cümlesinin sonunu tamamlayana vize notuna artı on puan eklerken ertesi gün önemli bir soruya cevap verene notunu sorar ''70'' cevabını alınca ''e senin notun iyiymiş gerek yok eklemeye'' der. e be güzel insan, on puan verdiğin de vizeden 80 almıştı.
  
  ''bülent bey'' diyince kafa bi anlık gider. çünkü yıllardır ''ecevit'' diye duymuşsunuzdur, ''bülent bey'' başka biri olmalıdır.
  
  ismen bildiğimiz gazeteci, profesör, devlet adamı gibi bir çok ünlü meyhane arkadaşıdır ya da geçende yemek yemişlerdir.
  
  tanrı'nın yaradan olduğunu kabul eder, ancak tanrı müdahaleci değildir ona göre.o bizleri yaratıp dünya denen tiyatro sahnesine koymuştur. ve ''niyazi senin rolünde bu, bunu iyi oyna'' demiştir.
  
  tüm bunların dışında geçen dönem hukuk felsefesi ve sosyolojisi finalinde giydiği pembe gömlek çok yakışmıştı, söyleyemedim. (bkz: sığ öğrenci)