9 entry daha
  • woody allen bunun otobiyografik bir film olduğunu reddetse de, hatta gelen tepkileri anlamlandıramayıp bu filmde benim yerime keşke dustin hoffman'ı falan oynatsaydım dese de, sürekli ciddi film yapma takıntısı, ama bunda nispeten başarısız olması -annie hall'u çektikten sonra daha ciddi bir film yapma gayretiyle interiors'ı çekmesi- umutsuzluğu, ölüm korkusu, sihire karşı olan takıntısı, sürekli bir arayış içinde olması ve muhtemelen seyircilerine nasıl baktığı -bugün onu çok seven, yarın yüzüne bakmayacak kişiler olarak aşırı tüketici, fazla alaylı bir şekilde karikatürize etmesi- -"felsefe sınavındaki toplam 10 soruyu bilmediğim için boş bıraktım ve 100 aldım" esprisine gülenler arasında ben de vardım. hatta o koca salondaki o her şeye gülen seyircilerin arasında yanındakini en fazla dürtükleyip gülen olurdum.- sanat sevicilerine karşı olan bakış açısı... kendisinden başka hiçbir şeyi anlatmıyor bu film. ve o daisy gerçekten birine benziyordu, bu benzeyişten ötürü yakınlık duyduğun, herkesin eski sevgilisine benzetebileceği biri. ve bence ayrıca tabutta rövaşata'daki eroin bağımlısı kadına da benziyordu, özellikle sigara içerken.

    *hayatın anlamını kendi kendine birkaç kez sorup yine cevap alamadığı filmlerinden birinde bu kez sadece ufacık bir an mutlu olabilmiştir. sormadan, cevap aramadan.

    "muhteşem bahar günlerinden biriydi. günlerden pazardı. çok yakında yazın geleceğini hissediyordunuz. o sabah, dorrie ve ben parkta yürüyüşe gitmiştik. eve geri döndük. oturmuş oyalanıyorduk. louis armstrong'un küçüklüğümden beri sevdiğim bir plağını koymuştum. çok, çok güzeldi.
    sonra, dorrie'yi otururken gördüm. onun ne kadar hoş biri olduğunu, onu ne kadar sevdiğimi düşünüyordum. bilmiyorum, galiba bütün hepsinin bir karışımıydı. müziğin tınısı, esen meltem ve dorrie'nin... bana öyle güzel bakışı. ve kısacık bir an için her şey bana kusursuz göründü, kendimi mutlu hissettim. neredeyse yok edilemez gibiydim. çok garip, böyle basit bir temas anı... beni çok derinden etkilemişti."

    *kendisinin ilk jump cut kullanımı da sanırım bu filminde oluyor.

    *ve son olarak siyasi mesaj: "uzayda bir yerde hayat varsa, onların marksist ekonomiye sahip olduklarını ispatlayabilirim."
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap