8 entry daha
  • ben kitap aldığım zaman hep kitaplarımın ilk sayfasına nereden aldığımı da yazmak isterim. geleceği düşünmeden yaşayamıyorum ya, bu hareketimle gelecek nesillerime ışık tutacağım. ah be, bu kitabı da nereden almışım zamanında hey gidi'lerle dolu gelecek hayallerim var.
    ama lisedeyken, kitaplarımı aldığım tek yerler avmlerdeki kitapçılar oluyordu. megavizyon, dnr filan işte, ıyyy. öyle olunca da üzülüyordum. kitabı dnr'dan almış olunca sanki o kitabın bütün ruhu gidiyor gibi bişeydi. dnr yani. hiç bi sihri yok, duygusu yok. mal gibi yani. (meta mı deseydim acaba ay ay) kitap hiç mal olur mu.. ayıp bişey.
    neyse ki sonra üniversiteye geçtim. anadolu yakasıyla sınırlı olan hayatım, avrupa yakasına açıldı. böyle olunca kitaplarımı malmışlarcasına almaktan kurtuldum, ruhu olan kitapçıların olduğu yerlere düşmeye başladı yolum. ki bunlardan en sevdiğim işte bu; cağaloğlu. cağaloğlu'ndan kitap aldığımda o kadar mutlu oluyorum ki anlatamam. kitabı alıp eve dönmüşken, kitabın ilk sayfasına kargacık burgacık yazımla "cağaloğlu" yazmak, çocukluğumun yazlarında ilk dondurmamı yiyormuşçasına sevindiriyor beni. kadıköy'den, üsküdar'dan, beyazıt'tan, taksim'den kitap almaktan farklı bişey cağaloğlu'ndan kitap almak. daha sihirli bişey. geçmişle bağ kurmak gibi bişey. geçmişe dahil olmak gibi bişey. ne iyi his.
    bir sonraki kitaplarda görüşmek üzere cağaloğlu, kendine iyi bak.
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap