10 entry daha
  • --- spoiler ---

    ünlü bir yazarın yeni romanını değerlendirirken, o yazarın en gözde, en fazla bilinen ve dolayısıyla en çok okunan romanını (söz konusu king olunca serisini de diyebiliriz) kıstas almak yanlış geliyor bana. o yüzden duma'yı ayrı tutarak değerlendireceğim.

    yine de not: kara kule referansı yok duma'da. sanırım tamamen alakasız bir roman kule serisiyle.

    duma, harika bir roman. karakter geliştirmeleriyle, king'in artık neredeyse gözü kapalı yazdığını düşündüğüm karakter psikolojileriyle, yer yer komik, yer yer feci derecede anlamlı ve vurucu diyaloglarıyla, kurgusuyla...

    king, kitaba başlanmadan önce hakkında bilgi aldığınızda, "la bu ne, çok bilinen bir konu bu, hatta heroes'daki isaac mendez'de de vardı, n'olacak şimdi konu mu bulamıyor bu adam?" deme ihtimalinizin çok yüksek olduğu bir konuyu; çizdiği resimlerin gerçek olduğu bir adamın "yeni hayat" öğeleri içeren hikayesini anlattığı duma key'i, yeteneğini kullanarak almış, işlemiş ve 1 senelik bir süreçte ortaya güzel bir roman çıkmış. bir klasik olur mu? bilemiyorum. ama bestseller olmuş mudur ve bunu haketmiş midir? bence evet.

    romanda, arkadaşlık ve "çocuk olmanın getirdiği masumluk" öğeleri iyice vurgulanmış. resim sanatının incelikleri ve gerektirdiği tarihsel bilgi konusunda ise king, zekice bir hamlede bulunarak, (birazcık da karakterin "the american primitive" tanımlamasının arkasına saklanarak hehe) hem bizi hem de kendisini karakterin ağzından anlatılması muhtemel resim sanat tarihi, ünlü ressamlarla alakalı teknik bilgiler tarzı şeyler konusunda hem kendini anlatmaktan, hem de bizi okumaktan kurtarmış. bu iyi bir hamle.

    romanın baş karakteri edgar freemantle, the stand'deki "iyi taraf"ın temsilcisi abigail freemantle'ın paralel king evrenindeki oğlu falan olabilir. edgar'ın annesinden hiç bahsedilmemiş çünkü gördüğüm kadarıyla. bu da bir komplo teorisi tabii.

    elizabeth eastlake ve jerome wireman (ilk ismini bir an hatırlayamaz gibi oldun itiraf et) karakterleri edgar'ın hayatına girene dek, harika bir karakter gelişimi örneği okuyoruz. tek kolunu ölümcül bir kazada kaybetmiş, evliliği dağılmış bir adamın farklı bir hayat arayışını ve bu farklı hayatı, güzelliğiyle nefes kesen duma key'de buluşunu; aynı zamanda içindeki büyük yeteneği de keşfedişini. elizabeth ve wireman hikayeye aktif olarak dahil olduktan sonra, hikaye hızla yön değiştirerek duma'nın, edgar'ın çizimlerindeki rolüne ve dolayısıyla tam anlamıyla dehşet verici olayların başlangıcına tanık oluyoruz.

    diğer king kitaplarının aksine (it, needful things gibi romanların sonlarından bahsediyorum; ama kara kule değil, kesinlikle değil, kara kule'nin sonu kesinlikle olması gerektiği gibiydi) duma'nın da insanı kesinlikle tatmin edebilecek bir sonu var. hikayenin bağlandığı yer, duma'nın nasıl olup da hayatları "ölümcül" anlamda değişmiş kişileri kendine çektiği ve bunun elizabeth eastlake açısından sebepleri/sonuçları ve tabii ki perse, birbirine çok güzel bir şekilde bağlanmış.

    ve son bir not, oyuncak bebeklerin korkutucu olduğunu düşünüyorsanız, duma key tam size göre bir roman.
    --- spoiler ---

    8,5/10.
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap