• çalmıştır, esinlenme değil, niyetlenme, "baz alma" değil ve bir de "para" vardır işin içinde, belki izleyip "eh" rahatlarız ama televizyon filmlerinden öteye gitmemiştir bence filmler... her filmine kılıfım war da, scarface bu adamdan nasıl çıkmış onu çözemedim sadece...

    ----

    ismiden pek belli olmasa da amerikalı bir emektardır brian de palma. fransız yeni dalga'sından etkilenmiş ve filmlerinde sık sık gönderme yaptığı alfred hitchcock sinemasıyla adeta kader birliği etmiştir. lakin hitchcock sinemasını, bayağılaştırdığı, kabalaştırdığı, pornografikleştirdiği ve içerikten yoksun bir hale getirdiği gibi sebeplerle eleştirilmiş, hatta suçlanmıştır.

    erkek kahramanların cinsel kaygıları (güç arzusu ve güç kaybı, iktidar ve kastastrasyon korkusu), röntgencilik, romantik tutku, kadın cinselliği, cinsiyet belirsizliği, bastırılmış cinsellik, gibi hitchcock temalarını ve hitchcock filmlerinin senaryo çatıları, kimi sahneleri bire bir benzerliklerle kullanmıştır. bu yüzden ününün, hitchcock temalarına ve anlatım tekniklerine bağlı olduğu söylenebilir. fakat brian de palma'ya dair suçlamaların, vaktinde hitchcock'a da yapıldığı hatırlanmalıdır.

    filmlerinde izleyici ana karakterle özdeşleşir; onun gücünü ve kaygılarını taşır, genellikle de palma sinemasının gereği olarak izleyici, "huzur"a ana karakter kadar yaklaşır, fakat izleyici de kahraman da, huzuru yakalayamaz. de palma filmlerinin kahramanları, tanrı olmaya niyet etmişçesine, dinmez bir "daha fazla" arzusu içinde olur ve daha sonra de palma veya filmin kendi dünyası içindeki tanrı tarafından cezalandırılırlar; inandıkları, uğraştıkları herşeyi, güçlerini kaybeder veya bizzat kendi ölümlerine tanık olurlar (carlitos way).

    genellikle bir rüyayı yaşayan de palma filmi karakterleri ya da bir rüyayı yaşatan de palma sinemasında, gerçekten ayrılması mümkünsüz hayaller, yer değiştirmeler ve fantezilerle karşılaşılır. perdeden izleyiciye yansıyan filmin gerçekliğini, izleyiciye göstermek için uğraşır. hatta sırf bu yüzden, body double'da izleyici, baştaki sahnelerde tam filme ısınmışken, görüntülerin bir korku filmi çekimine ait olduğu gösterilir ve izleyiciye izlediğinin film olduğu unutturulur. carlito'nun yolu (carlitos way)'nda ise, izleyici sonunu bildiği bir filmi izlemektedir. filmin ilk sahnelerinde ölmek üzere olan carlito, buraya nasıl geldiğini anlatmaya başlar ve daha sonraki sahnelerden birinde carlito'nun sevgilisi, "bu filmin sonunu biliyorum charlie, cennet falan yok. filmin sonunda seni hastanenin acil servisine taşıyor olacağım. sabahın üçünde. ve sen kanlar içinde ölürken, orada durup aptal gibi ağlıyor olacağım." diyerek, filmin başını bir an yok sayarsak, ortada hiç bir aksi durum yokken, mutlu bir ikili ilişki anında, filmin sonundaki ölümün haberini vermektedir. derken işten çıkıp eve diyorum, sonra devam edilecek. 06.10.2002
55 entry daha
hesabın var mı? giriş yap