4 entry daha
  • baktım ki sözlükte bu konuda çok az bilgi var, hemen deneyimlerimi paylaşayım dedim. gerçi tıbbi olarak bir sürü şey söylemişler hatta ayrıntılı anlatmışlar ama, hastanın gözünden ve anneye anlatır gibi olmamış pek.

    kardeşlerim: öncelikle böbrek iltihabı dediğimiz olay çeşit çeşittir. lakin hepsinin ortak olan noktası ağrıdan gebertmesidir.

    ben bu hastalıktan çok çektim. hemen hemen de her türlüsünü geçirdim. öncelikle, belirtileri hemen hemen basit bi sistit gibi başlar. işerken canın yanar, cam işer gibi olursun, sürekli çişin varmış gibi olur da tuvalete gidersin bi damla ya düşer ya düşmez.

    bu ilk belirtilerin genelde farkına bile varılmaz. ama sonrası fena. öyle bir ağrı yapıyor ki... hani dişim ağrırken, böbrek ağrısı mı diş ağrısı mı daha kötü kararsız kalmıştım. hatta böbrek ağrısını daha katlanılabilir bulmuştum. çünkü böbrek ağrısında çok ağrırsa gecenin bir körü doktora gidiyorsun, iki iğne yapıyor. ooo on dakka sonra kralsın. diş ağrısının şiddeti daha az olsa da sürekliliği berbat. bir de ne içersen iç kesmiyor.

    neyse, dediğim gibi zaten ağrıdan adamı mat ettiğinden acillik oluyorsun genelde. burda iki iğne yaparlar, tahlil mahlil, belki ultrason çekilir. gözünüz aydın nur topu gibi iltihabınız var. iltihabın çeşidine göre ilaçlar da değişkenlik gösteriyor. mesela antibiyotik veriyolar. iğnesi miğnesi var. bizim annemle çiş hapı dediğimiz kırmızı bi hap var onu veriyolar. çişi de boyuyo kırmızı kırmızı işiyosun. bi de nasıl pis kokuyo. ilaç değil, çiş. ürispas filan veriyolar işte rahat işe diye. durum ağırsa, yani başka tür bi iltihabın varsa ozaman kortizon. bünyenin ağzına sıçıyo böyle şişiriyo insanı balon gibi. hayvan iştah açıyo. ama süper iyi geliyo.

    duruma göre insanın ağustosta bokunu donduracak kadar üşütebiliyo. mesela hiç unutmam 2007 yazında bildiğin ağustos ayında eldivenle oturmuştum. ellerim bumbuzdu. titriyosun mal gibi böyle. bazen de ateş yapıyo. resmen insanı sayıklatacak kadar ateşin çıkıyo. başın dönüyo böyle tuvalete giderken kapıyı şaşırıp duvara tosluyosun o derece şirazeni kaydırıyo. denişik. ağrıdan halıyı duvarları kendini yanındakileri filan tırmalayabiliyosun.

    ha bir de, misal diyelim acillik oldun, iki iğne vuruluyosun eve gönderiyo doktor. işte beline sıcak su torbanı koyuyosun. ıhlamurunu içiyosun çiş söktürsün diye. ilaçlarını alıyosun. zaten o iğneler ağrını da almış oluyo. kralsın. bazen de öylesine gidiyosun böbreğimin gene bişeysi var galiba diye, haydii hastaneye yatırıyolar iki hafta pert. bu illetten hastanede yatmak da kötü. genelde o katta hep böbrek hastaları oluyo zaten. sürekli serumun filan oluyo. çişe yalnız gidemiyosun. dolayısıyla rahat işeyemiyosun. hoş zaten işeyemiyosun asdsda neyse işte. bir de temiz olmasına rağmen tuvaletler çok fena çiş hapı gibi kokuyo. çeşit çeşit ördekler mördekler oluyo tuvalette. diyalize girenler, durumu ağır olanlar filan senin bişeyin yok canım deyip moral vermeye çalışıyolar. şükür de diyemiyosun ağrın var. ama ayıp da oluyo onları görünce.

    her neyse, doktorun ağzından "dikkat etmezsen böbreğini kaybetme riskin var." cümlesini duymak çok kötü. kötü yani. o yüzden napıyoruz, belimiz açıkta gezmiyoruz, terliksiz çorapsız yere basmıyoruz. her gün midemiz de bulansa 1.5-2 litre su içiyoruz.

    benim bu problemim de var. su içmeyi unutuyorum mesela. hastanelik oluyorum sonra. gerçi herkes benim gibi değildir de, su içmeyince benim başım maşım dönüyor hemen eksikliğini hissediyorum.

    böyleyken böyle gençlik. hepinize sağlıklı sıhhatli günler.
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap