5 entry daha
  • daha evvel soylendigi gibi "dunyada varolmus en zeki yazarlardan birisi" olmanin yani sira, bu zekasi icin hic dusunmeden, rahatlikla "deha ile delilik arasinda" saptamasi yapilabilir, konu nabokov oldugunda. nabokov kendi devrinin yazarlarini ve genel olarak edebiyatta sevmedigi yazarlari acimasizca asagilayan bir yazar. sartre, camus, mann, saul bellow..vs..vs roportajlarini veya edebiyat hakkinda kompozisyonlarini okurken bu yazarlardan birinin adinin bir yerlerde asagilayici bir sekilde gectigine raslamak her daim mumkun. ote yandan bu asagilamanin ne kadar saglikli temellere oturdugu her zaman belli olmuyor. misal joseph conrad ile bir guzel tassak gecen nabokov, bir kitabinda, conrad'in yayinlanmis bir mektubunda "anna karenina"yi gereksizce ve burnu kalkikca asagiladigini soyleyip, "bu yuzden onu hicbir zaman affetmeyecegim!" diyor (sonra bir temiz giydiriyor, ha bu arada bir yerlere yazmistim sanirim; nabokov'un en sevdigi kitaplar arasinda "anna karenina". bide madem lafi acildi, "madame bovary"yi de sayalim). yani sanki diger yazarlarin butun eserlerini bir hata veya bir killanmaya bagli olarak silip atabiliyor.
    ote yandan tabii o "delilik ve dahilik" cizgisi, sadece "acimasiz bir elestirmen" olmakla aciklanacak is degil. yazilarindan ve kitaplarindan da cikarilacagi uzere koyu bir sovyet dusmani olan (nasil olmasin? o guzelim cocuklugu sovyet devrimi yuzunden mahfolmadi miydi?) nabokov, vietnam savasi esnasinda amerikan baskanina destek mektubu filan yaziyor, savasi resmen destekledigini belirtiyor. bir "sanatcidan" beklenecek tavir degil bu, heleki nabokov gibi kelebek avlamak gibi sevimli ve huzurlu hobisi disinda bu yuzyilin en guzel kimi cumlelerine, hikayelerine, kitaplarina imza atmis bir adamdan beklenecek bir sey kesinlikle degil.
    ne diyeyim baska, paradokslarla dolu bir kisilik, ama gel gor ki enfes kitaplarin yazari...
166 entry daha
hesabın var mı? giriş yap