6 entry daha
  • xavier dolan , ikinci uzun metraj filminde ne yazık ki beklentilerimi karşılayamadı.. ilk filminin başarısı sanırım dolan’ı bundan sonra epey bir zorlayacak…

    dolan bu filminde üçlü bir aşk üçgenini anlatıyor. francis ve en yakın arkadaşı marie’nin nicolas adlı bir gence duydukları aşk ve kıskançlıkları filmin merkez noktası. karşılıksız aşk sancıları, diğer bedenlerde bulunan teselliler ama nicolas ‘a karşı duyulan büyük tutku… geriye acı ve hüzün… tabi dolan farkıyla renkli hafif absürt ama yeri doldurulabilir …1950 li yıllardan fırlamış garip bir kadın marie. kültürlü entelektüel tecrübeli ama farklı… farklı olduğunun da bilincinde diğer kadınlardan kendini daha özel gördüğü de çok açık… francis daha genç tecrübesiz romantik bir gay erkek. iki dost ilk görüşte aşık oluyorlar nnicolas’a büyüsüne güzelliğine kapılıyorlar… birbirlerinden de kıskanıyorlar bu arada nicolas’ı belki en çok da birbirlerinden… rekabet var aralarında nicolas için çarpışma, yeri gelince kavga, gözyaşı… iki eski dostun bu didişmeleri nicolas tarafından fark edilince kahramanlarımızın dahi ihtimal vermedikleri bazı gelişmelerin ardından çözülme de kaçınılmaz oluyor… kahramanlarımız da bu çözülmeden paylarına düşen acı ve hüznü alıyorlar tabi..

    yukarıda belirttiğim gibi bu sefer ne yazık ki olmamış… xavier dolan’ın yaşına göre sinemasal perspektifinin gelişmiş olduğu yönünde herhangi bir kuşkum yok ama kendi tarzını yaratmada epey zorlanacağa yönünde ciddi kaygılarım var…

    dolan ilk filminde gerek cesareti gerek filmin diyalogları gerekse de kamera hareketleri ve vurgularıyla olumlu sinyalleri vermişti ancak bu filmini ne yazık ki ünlü kimi yönetmenlerin tekniklerini hatta bazen repliklerini bir görsel kolaj haline getirerek kotarmaya çalışmış ... bertolucci ’nin the dreamers filminden tutunda, wai’ye, tarantino ’ya bir çok yönetmenin bazen filmlerindeki kareleri bazen renk kullanımını ses kullanımını kamera açılarını çok ağır olacak ama hoyratça kullanarak ne yazık ki olabildiğince alıntı barındıran kısaca özgün olmayan bir filme imza atıyor dolan bu çalışmasında…

    ilk filminde de oldukça yoğun bir won kar wai etkisi almıştım ama özgün bir taraf da vardı filmde ...dolan
    bu etkiyi olumlu noktada kullanmayı bilmiş kendince içselleştirmeyi başarmıştı ama ne yazık ki bu film için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim… taklit demek istemiyorum çünkü sinemada taklit yoktur esinlenirsin bu doğaldır ama bunu filminde eritmen kendince şekillendirmen gerekir… işte dolan henüz bu aşamaya gelememiş bu sebeple de bu filmi olmamış …

    her şeye rağmen dolan’dan umutluyum kendini bulacak ama daha çok film çekmeye ve eleştirilmeye şiddetle ihtiyacı var… farklı olacaksa kendi sitili olmalı şu an için dolan bundan çok uzak…
97 entry daha
hesabın var mı? giriş yap