into the universe with stephen hawking

• seyri çok zevkli ama biraz fazla basitleştirmiş hawking amca.. gerçi şikayetim yok, ben de iş karıştı mı bi türlü tam kavrayamayanlardanım. yine de cosmos daha bi doyurucuydu (ki zaten on iki bölüm falandı o). niye kıyasladın ki şimdi iki belgeseli diyecek olursanız, özellikle doppler efekti üstüne olan iki dakikalık bölüm aklıma cosmos'da çok daha uzun ve derin anlatılmış olan bölümü getirdi de ondan. hawking (ya da o ve belgeseli hazırlayan her kimse) daha bi basitleştirmeyi tercih etmişler ve sadece uzaklaşan cisimlerin kırmızılaştığı bilgisi seyirciye yeter demişler.
  
  yalnız bu basitlik seyir zevkini arttırıyor bence. çünkü cosmos'u seyrederken bazı yerlerinde durup kafada tartıyordum bazı anlatılanları, daha bi mana kazandırmaya çalışıyordum, ama bu belgeselde rahatım, seyrediyorum, zevk alıyorum.. ama yeni bi şey öğrenmiyorum o biraz üzücü o kadar.
  
  her şeyin bizim yararımıza oluşmuş olmasının sebebini antropomorfik ilkeyle açıklamasını bekliyordum da ben olsa olsa "işte burda hayat var ama bak başka <gezegenlerde> yok, demek ki bu kadar şans sadece bazı yerlerde oluyor, e o zaman biz de o uygun yerde var olmuş bi canlıyız" demesini bekliyorken, o başka gezegenler yerine başka evrenlerden bahsetti ve "işte burda hayat var ama bak başka <evrenlerde> yok, demek ki bu kadar şans sadece bazı yerlerde oluyor, e o zaman biz de o uygun yerde var olmuş bi canlıyız" dedi.. gerek var mıydı ki başka evrenlerden bahsetmeye yahu..
  
  türkçe altyazısı var diye okudum burada, o zaman gayet keyifli bi belgesel seyretmek isteyenlere tavsiye ederim.. şimdi kalan yarım saatini seyredeyim (evet daha bitirmedim.. bitirmeden niye entry yazdıysam.. du bakalım son yarım saat içinde çok olağanüstü bi şey olursa editleriz el mahkum).