8 entry daha
  • türkiye üçe simdi bölünmedi ki!

    40 yıl önce yayımlanan üç kitap ve türkiye'nin üçe bölünme hikayesi...

    herkes referandumdan sonra o haritayı konuşuyor. türkiye'nin sosyolojik olarak üçe bölündüğü haritayı. kıyılar ve metropoller laik kesimin , iç kesimler ve varoş ağırlıklı kentler muhafazakar sağ kesimin, doğu ve güneydoğu anadolu ise etnik siyasetin şemsiyesi altına girdiği o ünlü 'harita'yı. hemen herkes şaşkınlık içerisinde şu soruyu soruyor. biz bu haritaya nasıl geldik ve ne kadar çabuk geldik? peşinen söyleyeyim çabuk gelmedik, yıllar aldı. size şimdi tuhaf gelebilir ama yıllar önce bu haritanın fikri topografyası üç aydınımız tarafından çizilmişti. ister tesadüf deyin ister planlı bir hareketti deyin. ama üç aydınımızın birbirinden ayrı yarattıkları fikir akımları karşılığını yıllar sonra buldu. bugün türkiye'nin düzeninde yaşadığımız 'yarılma-kopuş' bu kitaplardan tam 40 yıl sonra gerçeğe dönüştü.

    doğan avcıoğlu 1968 yılında 'türkiye'nin düzeni'ni yazdı. ertesi yıl istanbul üniversitesi öğretim üyesi idris küçükömer, buna itiraz eden çalışması 'düzenin yabancılaşması'yla cevap verdi. aynı yıl yani 1969'un sonlarında bu kez doktora öğrencisi ismail beşikçi, doğu sorununu ele aldığı kitabı 'doğu anadolu'nun düzeni'ni yayımladı. şimdi gelin bu üç kitap ve üç aydınımızla beraber türkiye'nin bu üç renkli haritasını anlamaya çalışalım.

    doğan avcıoğlu 1926 yılında bursa'da doğdu. asıl adı erdoğan'dı. fransa'da iktisat ve siyasal bilimler tahsilinin ardından amme idaresi enstitüsü'nde asistanlık görevine başladı. metin toker'in akis ve kim dergilerinde yazılar yazdı. buradan aldığı güç ve 1960 ihtilalinin yarattığı serbestlik ortamının da etkisiyle yön dergisi'ni kurdu. ona göre önce ülkenin yönünü belirlemek gerekiyordu. mümtaz soysal ve cemal reşit eyüboğlu bu dergiye destek veriyorlardı. yön dergisi tam anlamıyla fikirsel bir ocak oldu. avcıoğlu hem kemalist hem de sosyalist bir çizgi izliyordu. kemalizm'in kazanımlarını koruyarak daha ileri bir toplum projesi olan sosyalizme ulaşılması gerektiğini savunuyordu. yön'ün macerası 1967 yılında bitti. işte tam bir yıl sonra avcıoğlu, 'türkiye'nin düzeni'ni yayımladı. kitap, yön dergisinde derlediği notların genişletilmiş halinden oluşuyordu.

    'türkiye'nin düzeni' yayımlandığı yıldan itibaren büyük yankı uyandırdı. kitapta avcıoğlu osmanlı'dan bu yana üretim ve dağıtım ilişkilerini inceliyordu. türkiye cumhuriyeti'nin siyasal röntgenini çekiyor geri kalmışlığımızın sebeplerini sorguluyordu.

    avcıoğlu'na göre 'türkiye, emperyalist güçlerin sömürüsü altındadır ve bundan ancak milli devrimci kalkınma yöntemiyle kurtulabilecektir'. avcıoğlu neredeyse bugün akp'ye yöneltilen suçlamaları o günden formüle etmişti. dış destekli tutucu güçler diye tarif ettiği kesimin hakimiyetine son verilmeliydi. toprak reformu yapılmalı, ihmal edilen kooperatifçilik her alanda yaygınlaştırılmalı, israftan kaçınan bir ekonomik model benimsenmeliydi. avcıoğlu'nun bu kitabı kemalist çevrelerde o kadar ilgi uyandırdı ki başbakan süleyman demirel bile bu durumu yıllar sonra şu sözlerle ifade etti.

    'orduya sirayet etmişler'

    'bir gün askeri bir botla seyahat ediyordum. deniz tuttuğu için kaptan köşküne çıktım. komutanın köşkünde bile avcıoğlu'nun 'türkiye'nin düzeni' kitabı vardı. o zaman orduya nasıl sirayet ettiklerini anlamıştım.'

    gerçekten de avcıoğlu bir yandan da askere göz kırpıyor, ordunun ilerici subaylarının katkısı olmadan başarıya ulaşılamayacağını düşünüyordu. ona göre, 'zinde kuvvetler' pekala devrimci hareketin öncü gücü olabilirdi.
    avcıoğlu'nun aydın çevrelerde pek tutulan bu tezine cevap yine onun dergisinde yazıları yayınlanan bir arkadaşından geldi. idris küçükömer'den.
    idris küçükömer 1925 yılında giresun'da doğdu. istanbul üniversitesi iktisat fakültesi'nde eğitim gördü. aynı fakültede öğretim görevlisi oldu. 1962 yılında talat aydemir cuntasıyla ilişkisi oldu. sonra bu hareketinin yanlış olduğunu düşünerek özeleştiride bulundu. yön dergisinde yazıları yayımlandı. istanbul üniversitesi'nde dersleri oldukça gözdeydi.

    öğrencilerinden biri de deniz gezmiş'ti. iki asistanı ise bugün size oldukça tanıdık gelecek. biri asaf savaş akad diğeri mit personeli olarak sonraki yıllarda deşifre olacak olan mahir kaynak!

    dp-ap solcu chp statükocu

    idris küçükömer, 'türkiye'nin düzeni' adlı çalışmaya cevap niteliği taşıyan kitabı 'düzenin yabancılaşması'nı 1969 yılında yayımladı. aslında kitap küçükömer hoca'nın akşam gazetesinde kaleme aldığı dört makalenin genişletilmiş haliydi.

    küçükömer hoca'ya göre türkiye'de kavramlar ters olarak oturtulmuştu. buna göre aslında dp-ap geleneği solcu, yenilikçi ve halka dayanıyordu, chp ise sırtına bürokrasiye dayamış statükocu yani sağcıydı. (bugünkü tartışmalara bakınca ne kadar da tanıdık geliyor değil mi? akp'nin sürekli değişim isteyen tavrı, buna rağmen chp'nin devletin değerlerini korumaya çalışması)

    kurtuluş savaşi olmadi mi?

    kitabın satır aralarında değindiği bir diğer çarpıcı iddia ise, kurtuluş savaşı'nın öyle anlatıldığı gibi büyük bir savaş olmadığı, sadece yunanlarla boğuşmadan ibaret olduğu şeklindeydi. küçükömer hoca'ya göre türkiye cumhuriyeti ingilizlere rağmen değil ingilizlerin oluruyla kurulmuştu. (bu iddialı teze satır aralarında avcıoğlu'da değinmişti)

    türk aydını tam anlamıyla alt üst olmuştu. küçükömer hoca'nın o yıllarda pek taraftar bulmayan bu görüşleri dar çevrede de olsa yankı uyandırmıştı ama. tam küçükömer mi yoksa avcıoğlu mu haklı derken ortaya genç bir doktora öğrencisi çıktı.
    - - -
    üçü de namuslu ve dürüst aydınlarımızdı. (beşikçi'nin bugün fikirsel temelde nereye savrulduğu sorusu ayrı bir tartışma konusudur) parayla pulla işleri olmadı. onurlu ve dik bir yaşamı tercih ettiler. şöhret merakları hiç olmadı. avcıoğlu ve küçükömer hoca dört yıl arayla hayatlarını kaybettiler. 1983'te kanserden ölen doğan bey'i dört yıl sonra yine aynı hastalığın pençesine düşen küçükömer hoca izledi. türkiye siyasetine yön veren bu iki aydınımızın mezarı da ilginç bir şekilde istanbul büyükada'dadır. küçükömer hoca'nın mezar taşında yazan yunus emre'nin şu sözü her ikisini de anlatır inceliktedir.

    'bilmeyen ne bilsin onu, bilenlere selam olsun.'

    asistanı asaf savaş akad'ın 'cuntacılığı bile sevdirecek kadar temiz duyguların ve parlak fikirlerin adamı' dediği küçükömer hoca'nın kurulmasını hayal ettiği sivil toplum bu değildi herhalde.
    - - -
    bugün doğan avcıoğlu'nun fikirsel temelinden hareket edenlerin bir kısmı silivri'de yatıyor, kalan büyük kısmı da sahillere sıkışmış durumda. her seçimde daha büyük bir yenilgi yaşayıp, ülkenin bir anda nasıl bu hale geldiğini öfkeyle sayıklıyorlar. küçükömer hoca'nın takipçileri ise iktidarda. her geçen gün elde ettikleri yeni zaferlerin keyfini sürüp, demokrasi denen şeyin ne de lezzetli yönetim biçimi olduğunu düşünüp yeni 'halkçı' planlar yapıyorlar.

    beşikçi'nin açtığı yoldan ilerleyenler ise özerk devletlerini kurmanın peşinde. gün sayıyorlar.

    kürt dostu türk

    ankara siyasal bilgiler fakültesi'nden 1962'de mezun olan bu genç ismail beşikçi'ydi. aslen çorum doğumluydu. kaymakamlık stajını yapmak üzere gittiği doğu illerinde kendini türk olarak tanımlayan ama türkçe bilmeyen köylülerle tanışınca hayatının şekli değişti. kürtlere karşı büyük bir asimilasyon uygulandığını düşünerek çalışmalarına başladı. doktora tezi 'alikan aşireti üzerine sosyolojik bir inceleme' başlığını taşıyordu. kemalist ideolojinin kürtler üzerinde büyük bir baskı oluşturduğunu anlatmaya çalıştı. 1969 yılında yayınlanan 'doğu anadolu'nun düzeni' düzen serisine doğu penceresini de açıyordu. türkiye sadece üretim ilişkileri ve merkezdeki ittihat terakki-hürriyet ve itilaf çekişmesiyle anlatılamazdı. bir de kürtler vardı. beşikçi hoca belki bugün hemen herkesin kolaylıkla dile getirdiği şeyleri biraz vaktinden önce söylemişti. bu yüzden başı dertten hiç kurtulmadı. yaşamının 18 yılı aşkın bir süresi hapishanelerde geçti. türk olmasına rağmen kürt meselesine bu denli sahip çıkması yargılanma sırasında hakimi bile çileden çıkartmıştı:

    'ulan hadi bunlar kürt. sana ne oluyor?'
    gürkan hacir

    http://www.aksam.com.tr/…e_simdi_bolunmedi_ki_.html
122 entry daha
hesabın var mı? giriş yap