4 entry daha
  • yayinlandigi fransa'da ve daha bircok baska ulkede buyuk tepkilere neden olmus, henuz amerika sinirlarina dahi girememis ortak calima urunu film. anti amerikan baharati yuksek, ote yandan dahiligin nasil bir sey oldugunu da kanitlayan bir politik manifesto.

    suphesiz en carpicisi alejandro gonzales inarritu'nun goruntu ve seslerle oynayarak cikaracagimiz sonucu bize biraktigi, dikteden uzak filmi. meksidakadan katilmistir yarismaya ve "does god's light guide us or blind us" der.

    japon yonetmen shoei immamura ise konuyu biraz zorlama baglamistir ve cok fazla kendi derdini on plana cikarmistir. ayrica izlemesi icin saglam bir mide gerekir. gene de ilginc payesini hak eder.

    misirli yusuf sahin'in basrolunde turuncu sacli ve arapca konusan ama amerikali asker rolunu oynayan escinsel tipli bir cocugu oynattigi film icin yabanci basin terrible yorumunu yapmistir. sahiden de ne dedigi belli degildir.

    mira nair hindistan asilli olmasina ragmen, bir pakistanlinin basina gelen gercek bir hikayeyi carpici bicimde aktarmistir.

    bir trajediyi anlatirken tuhaf bir sekilde gulduren, dolayisiyla 2 saatin ironi ustasi olmayi hak edense sean penn'dir.

    ken loach'un zaten cok tartisma yaratan siki solcu filmi, amerika'ya adeta "hak ettiniz" mesaji vermektedir.

    idrissa ouerdraogo'nun filmi bana naipaul romanlarini hatirlatti: iyiydi hostu da kendi ulkesini fena halde hor goren, asagilayan bu politically incorrect kulture biraz yabanciyim ben. hani guldurdu hos zaman gecirtti, hic pisman etmedi ona harcagim zamana ve dikkate ama hemen ardindan da cok eksi bir tad birakti. "bu mu olmali" diye gecti icimden.

    claude lelouch new york'ta gecen ve fransa'yla pek de ilgisi olmayan bir film cekmis ve o da neredeyse ironiyle bitiyor. ancak siradan ve predictable olmanin tuzagindan kurtulamamis ne yazik ki.
28 entry daha
hesabın var mı? giriş yap