52 entry daha
  • gitmeden ekşisözlük'ten okuyup bilgilenip gitmiştim bu şehre. e şimdi gideceklere de bir faydam dokunsun. (uzun yazacağım valla, özet geç falan demeyin, kalbinizi kırarım)

    havaalanından şehre:
    şimdi efendim, cehennemden çıkan çılgın türk gibi arabayla gelmiyorsanız, ilk göreceğiniz şey "köln-bonn havaalanı" olacak. öncelikle unutmayın ki bonn sizin kardeş şehriniz, yadırgamayın böyle bir hava alanını. geldikten sonra taksi istemiyorsanız, trene binmeniz gerekecek. almanca bilmiyorum diye korkmayın çünkü bilet makinalarında türkçe seçeneği var. hatta bilet de almayın bence, girin trene. trenin içinde de bilet makinası var, makinisti görünce alırsınız.

    katedral:
    bir kaç durak sonra dom/hbf adlı durakta inin. burası şehrin kilit noktası, merkezi. burada katedral ve gar bulunmakta. katedral gerçekten de muazzam, ki her gördüğünüzde kendisini bir kez daha büyülenebilirsiniz. katedralin kulesine çıkmayı unutmayın, ancak bilimum kalp hastaları, yaşlılar, şişmanlar, üşengeçler falan uzak dursun, o merdivenler bitmiyor çünkü. ama arada mola verip, duvarlara adınızı yazabilirsiniz.

    bira:
    e bunu da gezdiniz, yoruldunuz. bir bira içmeniz lazım. "ein bier" demeyin lütfen, "kölsch" diyin, çünkü köln, kendi çapında bir ülke olduğu gibi içkisi de "bira" değil kölsch'tür. bunun aynısını gezeceğiniz diğer şehirlerde de yaşayacaksınız. 0,2 cl'lik bardaklarda gelecek şaşırmayın. o yüzden içecekseniz, gidin bakkaldan alın, ren nehri kenarında şişeden için. önerim ise: reissdorf kölsch, yazın bunu bir kenara.

    alışveriş ve yemek:
    biradan sonra şehri dükkanları gezmek lazım. heumarkt adlı yer size çok yakın. oraya gidin, oradan da schildergasse denilen istiklal caddesi tarzı mekandan neumarkt'a kadar yürüyün. mediamarkt'tan ucuz elektronik, h&m'den ucuz ve güzel kıyafetler almayı unutmayın. acıkırsanız mcdonalds-burger king'e fln gidin. başka şehre geldim, niye bunları yiyeyim demeyin, çünkü:
    1) almanyada yiyeceğin şey zaten anca sosis ya da domuz eti. türk yemeklerini özleyeceksindir.
    2) fastfood firmaları türkiyede bulamayacağın tarzda süper ürünlere sahip, deneyin.

    gece hayatı:
    gece hayatı, şehirde bir çok öğrencinin olmasından ötürü pek bir hareketli. barbarossaplatz'dan friesenplatz'a kadar her yer bar, restoran, gece kulübü. jagermeister'ları kafaya dikin ve eğlencenin tadını çıkarın diyorum. insanlar da sıcak kanlıdır, kısa zamanda arkadaş olabilirsiniz. latino nüfus fazla olduğu için latin barları ve partileri çoktur. gitmeden biraz salsa dersi alsanız iyi olur. tabii gece hayatlarında rihanna, black eyed peas diye giderken, almancaya kayabilirler. millet gaza gelecektir. sen de zevk alırmış gibi yap, alışırsan seversin zaten. bak arada tarkan falan çıkabilir. çıkarsa abartı sevinç gösterme lütfen.

    yok ben bara falan gitmeyeceğim, benim gece hayatım bir sinema izleyeyim eve gideyim yeter modundaysa sana bir uyarı, neredeyse bütün filmler almanca dublaj. ama büyük sinemaların bir salonunu türkçe filmlere ayırabiliyorlar. recep ivedik 4 falan çıkarsa oradayken sen, gidebilirsin.

    şehir içi ulaşım:
    en önemlisi ve kullanışlısı tramvay. başta da dediğim gibi, tramvayın içinde alırsın bileti. gideceğin yer çok ara bir sokaksa, otobüs vardır herhalde ama saatleri az. kvb'nin sitesinden bak. ama en kullanışlı ulaşım aracı bisiklet tabii ki, bir çok yerde bisiklet yolu var. trafiğe de çıkarsan rahat ol, sana insan gibi davranıyorlar. ama sen de insan gibi davran, kırmızıda falan bekle, yeşil yansa bile yaya varsa yol ver, benim yaptığımı yapma anlayacağın.

    insanlar:
    insanlar genel olarak iyi. gıcık olduğum insan pek hatırlamıyorum. özellikle geceleri alkol ile birlikte bazı insanlar trende, durakta seninle konuşmak isteyebilir. almanca bilmiyorum de gülümse geç. ben bir keresinde dandik almancamla konuşayım dedim, herif almanca bilmediğimi anlayamayacak kadar sarhoş olduğu için deli gibi konuşup sorular sormuştu. bu arada çok deli var, zararsızlar ama dikkat et. tipini türk'e benzettiğin biri varsa, çok büyük ihtimal türktür. yardımcı olurlar.

    daha çok şey var anlatacak da uykum var biraz, kısa kesiyorum o yüzden. sonuç olarak bol bol konser, sergi falan oluyor, kaçırma. içkisinden, yemeğinden zevk almaya bak. bisiklet al, her yeri gez. hava soğuk olur, kapalı olur, moralini bozma. tadını çıkarmayı bilirsen çok güzel şehir o yüzden tadını çıkar.
289 entry daha
hesabın var mı? giriş yap