9 entry daha
  • zıtlaşmanın doğası birliktelikleri oluşturmaktadır. diyalektik etkileşime göre her zaman iyinin karşısında kötü durmaktadır, güzelin karşısında çirkin, kolayın karşısında zor; bu örneklerle verilmiş çatışma hallerinden birlik meydana gelmektedir. yaşamın süreğenliğini sağlayıp insan bedenini zıtlaşmanın bağlamları üzerinde ilerlemeye tetikleyen mekanizma, bu kitabın başka kulvarlardan yakaladığı gibi diyalektik süreçten geçmektedir. nietzsche de diyalektiği iki mitolojik tanrının vasıflarıyla karşılaştırıp bir sonuca ulaşmak için kullanır. yunan mitolojisinde güneş tanrısı kabul edilen apollon usçuluğu, uyumluğu, sakinliği temsil eder. onun karşısında duran aşırılığın simgesi dionysos ise ruhun kontrol edilmemesi gerektiğini söyler. ruh, mantığın malzemesi değilse gelişigüzel hareket edebilir, kimselerden akıl almak zorunda değildir. niçe, bu iki mitolojik tanrının çatışmasından bir doğal sonuca ulaşır: geleneğin ve uyumlu olmanın değerini yok yere abartan toplum düzeni, hobbes'ın klasik kitabı leviathan'ında ilk sinyallerini verdiği uyumlu toplum etiketine uygun olarak her zaman aşırılık ve kurallara fazla değer biçmeyen dionysoscu yaşam tarzına engel olmaya niyetlenmiştir. dionysos yaratıcılığın simgesidir ve herkes onun önüne geçmek, onu durdurmak, onun hareket alanını sınırlamak ister; dionysos yaratıcılığın, ruhun özgürlüğünün ve schopenhauer felsefesinin temel yapı taşı olarak geçen istencin simgesidir. dionysos'un karşısında duran apollon kimliğinin türk sinemasındaki örneklerinden biri kadir inanır'ın canlandırdığı meşhur atom fiziği profesörüdür. içindeki dionysos kimliğine ket vurdukça apollon'un baskısına yenik düşen ve son aşamada lanet olsun atom fiziğine ve mantığa diyerek kumarbazlığı ve hergeleliği öğrenmek isteyen atom mühendisi apollon'un karşısına dionysoscu işaretleri yerleştirdiğinde bir oluşumun içine girmiş olur.

    bu kitabın içindeki bakış açısının değişen değerlere uyum sağlayamadığını iddia edebiliriz. tabi akademik dili ile değerlendirilecek olursa, bugün, bu tezi, nietzsche bir makaleye dönüştürüp cogito dergisine göndermek isteseydi, referans vermediğinden ötürü makalesi hilmi yavuz ve benzeri akademisyenler tarafından geri çevrilirdi.

    kitabın içindeki yunan kültüründen fışkırmış simgeler ve isimler ve isimlerin eserleri yerine türk sanat müziğinin makamları ya da sufi geleneği ya da tarikatların simgeleri koyulacak olsaydı estetiğin düzlemi değişmeyecekti. çünkü sanat üzerindeki algı bir kere ters-yüz edilmiştir. sanat nedir: sanat, deviantart'ta sergilenen fotoğraflardır ( etiketlenmiş sanattan bahsediyoruz); yalnız, tabii haliyle aksi düşünülemeyecek bir sanat çerçevesi değildir bu. en doğal açıklamasıyla burdaki sanat, mecburi ve ister istemez kabullenilmiş bir estetik algısıdır. kastettilen, mesela bir opera dinleyicisi, operayı, kendi tuşları ve kompozisyonu içinde değerlendirip operanın kusursuzluğu karşısında ağlasa bile, burdaki dinleyicinin estetik algısı, toplu kitlenin beğenisini değiştiremez; dahası, kitlenin, makine evreninden başlayarak değişim geçirmiş göstergeleri, böyle bir beğeninin kabul edilebilir olmasına izin vermez.
32 entry daha
hesabın var mı? giriş yap