3 entry daha
  • caz standartlarını yorumlamaktansa kökten değiştirerek çalmayı tercih etmiş büyük usta. six monk's compositions'taki monk bestelerinin hiçbiri orijinal haliyle örtüşmüyor, ancak başlıbaşına enfes parçalar çıkmış ortaya. (burada değinmeden edemeyeceğim, free improvisation konusunda bir duayen olsa da ask me now'da son derece moda bağlı kalmış, "harmony ve chord'a saygı" demiştir.) adeta kendi şarkılarını monk'a atfetmiş mr. braxton. benzer şekilde 23 standards adlı bilindik albümlerinden birinde coltrane'in giant steps ve countdown'ında çıldırmış, black orpheus ve 'round midnight'ta duygularını avant-garde şekilde ifade etmiş, (burada dewey redmanvari yorumları olduğunu da eklemek isterim.) zaten improvisation açısından sımsıkı örtüştüğü sam rivers'ın beatrice'inde zirveye oturmuş, hancock'ın* meşhur dolphin dance'inde mavi balinaları anlatmıştır. muhal richard abrams sayesinde genç yaşta aacm'e üye olması, woody shaw'ın en parlak dönemlerinde funk'a birkaç adım ilerleyen hard bop'ın içinde alto saksofonuyla esrarengiz sololarını/çıkışlarını barındırması, hala birçok müzisyenin çözemediği kendine özgü notasyonu, maddi kaygı gütmeden çıkarmayı denediği albümleri, (for alto'yu çıktığı* altı yılda sadece 450 kişi satın almış, alanların altısı albümde ithafta bulunduğu kompozisyonistlermiş.) akademik olarak durmaksızın çalışarak profesörlüğe dek yükselmesi, her türlü nefesli çalgıyı üstlenmenin yanında piyano tuşlarında harikalar yaratması, h-204 3=hf g* gibi fantastik beste adlarıyla braxton özeldir, anlamak ve sindirmek zaman; çalabilmekse önce hayal gücü, sonrasında yıllar süren nefes egzersizleri ve emek ister.

    - so, yes, i am in the underground, but actually, it feels like home.

    *
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap