2 entry daha
  • travmatik çocukluk dönemlerimizdeki söz konusu travmaların başlıca müsebbibi olan mekan.

    evlâdını evde yalnız başına bırakmaya razı olmayan anne, tutar elinden çocuğun, o dev cüsseli kadınların izdihama yol açtığı mahşeri ambiansın ortasına sürüklerdi. evlat anlam veremezdi. tezgahtarın birisi, elinde mikrofon ile bas bas bağırırdı, kadınlar panter inadıyla saldırır ve izdiham yaratırdı, arada kalan çocuk ise napsın garibim ezilme tehlikesi geçirir, kendisiyle aynı kaderi paylaşan diğer çocuklarla hasbıhal eder, ağlar, zırlar, yaramazlık yapardı. bugün mediamarkt için yaratılan izdiham ne boyutta ise onun iki katı bir yoğunluk söz konusu olurdu. göt kadar mekan ankara'nın bütün menopoz teyzelerine ev sahipliği yapardı. bilumum, "senin saçını başını yolarım", "bana baksana sen hanım", "itmeyin yahu eziliyoruz burada" temalı haykırışlar bu platformda anlam bulurdu. tam 15 dakikalık indirim bitti, açık havaya çıkacağız derken, yan reyonda yeni bir indirim anonsu yapılırdı. menopoz, ter, östrojen, makyaj kokusu birbirine karışır, ama katiyen raflardaki nadide cam malzemeler kırılmazdı. dükkandan içeriye güneşli havada girilir, akşam karanlığında çıkılırdı. anne, haftanın belirli günleri buraya gitmeyi adet edindiğinden dolayı da, ufacık çocuğun en sevimli yıllarındaki enerji, bu kaotik platformda bastırılırdı. düşmanımın başına gelmesin. alp billuriye'yi anlayabilmek için doksanlı yıllarda alp billuriye izdihamlarına meze olmuş olmak gereklidir. o buhran ve sıkışmışlıkla dolu kahırlı saniyeler yazmakla anlatılmaz. anlatılabilemez. *
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap