6 entry daha
  • bunuel'i biliyoruz. fakat los olvidados'u bunuel filmleri içinde belki ayrı bir yere koymak gerekiyor. yine de ben bu filme toplumsal gerçekçi diyemeyeceğim. ki zaten bunuel her zaman toplumsal gerçekçilikten nefret ettiğini söylemiştir. belki de bu filmi ayrı bir yere koyma isteği, bunuel'in kamerasını burjuvaziye değil de daha alt sınıflara, hatta yerin dibine yöneltmesinden geliyor. kabul, los olvidados alıştığımız bunuel temalarından birine sahip değil. fakat yine de rüya sahneleriyle veya karakterlerin psikolojilerine eğilişiyle filmde bunuel'i görebilmek mümkün. filmin temasını da bir ölçüde yönetmenin meksika dönemi filmleri ölçütleriyle birlikte ele almak lazım. bunuel, endülüs köpeği ve altın çağ'ın ardından, ne kadar övgü almış olsa da o kadar kolay bir şekilde film çekme şansı yakalayamamış. hollywood macerasının ardından geçtiği meksika'da da bir ölçüde her şeye sıfırdan başlamak zorunda kalmış ve sinema yapabilme koşullarını yeniden oluşturmaya çalışmış. bunlardan dolayı da o her zamanki temalarına geçişte biraz zorlanmış. nitekim çoğu kişi bunuel'in, gran casino'yla başlayan ve robinson crusoe ile biten (daha sonra ara ara yeniden film çekmiştir meksika'da) 13 filmlik meksika serüvenini her ne kadar yönetmenin olgunlaşma evresi olsa da, daha sonraki ispanya, amerika, italya ve fransa dönemindeki filmleri kadar önemsemez. halbuki tema olarak olmasa da bunuel gözü her zaman için bu filmlerde de vardır. örneğin los olvidados da her zamanki bunuel kötümserliğiyle başlar, daha film başlarken yönetmen dış ses yardımıyla bu filmde hiç bir şekilde iyimserlik olmadığını söyler. ki yoktur da. film meksika'nın belki de en alt sınıfının çocuklarını anlatır. pedro, jaibo, küçük göz ve diğerleri. bunuel çocukların yaptığı insanlık dışı davranışları (bacakları olmayan bir adamı dövüp giysilerini çalmak veya kör bir adamı soymak gibi) göstermekten hiç kaçınmaz ama onları yargılamaz da. filmde çocuklar hem iyi hem de kötüyken yetişkin karakterler tamamen kötüdür. normalde acınabilecek kör karakter insanlığını çoktan kaybetmiştir ama sürekli "kötü" olarak nitelendirdiği gençleri öldürmek gerektiğinden bahseder, hatta daha doğmadan öldürmek gerektiğinden. nitekim jaibo'yu öldürür de filmin sonunda. jaibo film boyunca vahşi olarak resmedilir. fakat en sonda, ölmek üzereyken, bunuel'e özgür bir gerçek/gerçeküstü karışımı sahneyle onun da çocuk olduğunu hatırlarız. boyu uzun, kasları gelişmiş olsa da, hatta pedro'nun annesiyle ilişkiye girmiş olsa da o da ölmek yerine uyuması gereken bir çocuktur. jaibo'nun hayatını kararttığı pedro filmin umut yolculuğunun nesnesidir bir anlamda. iyi bir çocuk olmadığını çoktan kabul etmiştir ama iyi olmak istemektedir. bu konuda gayet samimi olduğunu da çokca görürüz. her seferinde de iyi olma hayalini çoktan yitirmiş jaibo önüne engeller çıkarır. yani çocukların iyi olmasını engellemek için artık yetişkinlerin bir şey yapmasına gerek kalmamıştır. onlar çocukları kendi hallerine bıraktığı sürece, yaşamın daha önceden öğüttüğü çocuklar diğer çocukları öğütmek için yeterlidir. bunuel'in "bu filmde hiç bir şekilde iyimserlik yoktur" sözü her daim aklımızda bulunsa da, pedro çiftlik okuluna gönderilince ve oradaki eğitmenleri görünce "acaba" deriz. fakat bunuel de sözünün eridir, hayat da. fakat çok zorlarsak, gerçeküstücü bunuel'in yine gerçeküstü iyimserliğini pedro'nun ölümünde bulabiliriz. pazarda "şanslı görünen" çocukları eğlendirmek için kurduğu salıncakta pedro'ya iş veren adam, çok yorulduğunu söyleyen küçük bir çocuğa "öldüğün zaman dinlenirsin" der. ölüm bunuel için hiç bir zaman çözüm olamaz fakat pedro ve jaibo'nun dünyasında başlarına gelebilecek en iyimser şeydir malesef.
25 entry daha
hesabın var mı? giriş yap