5 entry daha
  • 1. türk tarih kongresinde ileri sürülen bazı tezlere muhalefeti yüzünden tepkilerin hedefi olmuş ve ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştır.

    eleştirdiği tez, orta asya'daki büyük kuraklık tezidir. zeki velidi, basitçe, böyle bir kuraklığın yaşanmadığını söylemiştir.

    karşı çıktığı şey, orta asya'dan anadolu'ya bir göç yaşandığı iddiası değil; bu göçün nedeni konusunda ortaya atılan iddiadır. togan'ın da, diğer bütün saygın tarihçilerin de kabul ettiği biçimde, türk göçlerinin nedeni kuraklık değil, yükselen moğol gücü ve yayılan moğollardır.

    böylece, zeki velidi'nin fikirlerini göçün varlığına karşı bir argüman olarak kullanmayı da dezenformasyon olarak niteleyebiliyoruz.

    zeki velidi'nin ülkeyi terk etmek zorunda kaldığı bu süreçte kendisine destek veren kişiler arasında nihâl atsız'ın bulunması garip bir olay değildir. o dönemlerdeki türkçülük, cumhuriyetin ilk tarih ve dil tezlerini şiddetle reddetmiş ve bu tezlerin hakikatle ilgili olmadığı hususunda ısrar etmiştir.

    bu olayı atsız şu şekilde anlatıyor:

    "1932 temmuzunda ankara’da toplanan birinci tarih kongresi aklın ve ilmin asla kabul edemiyeceği bir hava içinde bocalar, bayan afet’in* köprülü fuat* gibi tanınmış bir profesöre ders vermesi gibi hârikalara şahit olur ve sözüm ona yeni yeni ilim ufukları açıp yeni keşifler yaparken bir halk partili, ünlü profesör zeki velidi’yi hiçbir şey bilmemekle suçlandırdı ve “zeki velidi beyin darülfünundaki kürsüsü önünde talebe olarak bulunmadığıma çok şükrediyorum.” dedi.

    türk tarihi üzerindeki otoritesi bütün dünyada tanınmış olan zeki velidi’yi teçhil eden bu nevzuhur bilgin, doktor reşid galip’ti. kırkından sonra saz çalmağa başlayanların notaya ve usule pek aldırış etmiyeceği muhakkak olmakla beraber doktor fazla ileri gitmiş, beni ve zeki velidi’nin diğer talebelerini, hatta talebesi olmıyanları öfkelendirmişti. diğer yedi kişiyle birlikte ona derhal bir telgraf çektim:

    'biz ise zeki velidi’nin talebesi olmakla iftihar ederiz.'

    bir de zeki velidi’ye yolladık:

    'tebrik ederiz.'

    reşit galip’e çekilen telgraf, kongrede bulunanların tabirince bomba gibi patladı. belliydi ki halk partisi küçük sesleri bomba gürültüsü sanacak kadar ödlekti.

    kongre ve telgraf temmuz ayında olmuştu. bizim bomba uğurlu gelmiş olacak ki, 19 eylül 1932’de reşit galip maarif vekilliğine getirildi. devrimci olduğunu göstermeliydi. 13 ağustos 1933 tarihine kadar süren vekilliği sırasındaki en mühim icraatı, hiç şüphesiz inkılabı korumak kaygısı ile, beni asistanlıktan alarak malatya ortaokuluna türkçe öğretmeni diye tayin etmesi oldu.

    halk partisi ile tanışmağa başlıyordum. nazik bir eda ile silindir şapkasını çıkararak elini uzatmış ve kendisini takdim etmişti:

    'bendeniz halk partisi...'

    ben de nezakette ondan aşağı değildim...

    'teşerrüf ettim efendim...' "
62 entry daha
hesabın var mı? giriş yap