6 entry daha
  • çin’in uluslar arası kanalı cctv 9’dan, komünist parti iktidarının 60 yıl kutlamalarının bant yayınını izlerken, militarist ruhlu bu gösterilere hiç yabancı olmadığımı görüyorum. hu jintao önünde her yöre ve etnik gruptan çinlinin icra ettiği “china my love” marşı/şarkısı bir nebze bu görüntüyü yumuşatsa da; bu bile “türkiyem türkiyem cennetim” tadında kalabilmiş, ancak.
    bu görüntüleri, henüz yıkılmayıp ayakta durmaya çalışan çin komünizminin, diğerleri gibi, uzak olmayan bir gelecekte, yumuşayarak kapitalizmin ruhu tarafından teslim alındıktan sonra bile belki nostaljik yönetimi sürdürmeye devam edeceğini anlatıyorsa da, hala o noktadan uzakta olduğunu söylüyor.
    *
    çin’in babası olarak adlandırılan sun yat sen’in önderliğinde 1912 yılında hanedanın tasfiyesi sonrasında kurulan cumhuriyet idaresi altında başlayan burjuva devrimi, savaş ağaları ve bunların neden olduğu ülkenin parçalı yapısı nedeniyle kesintiye uğrayınca, bir partiden çok cephe örgütlenmesi niteliğindeki kuomintang içinde yer alan komünistler, başlangıçta bu parçalı yapıdan ve ittifak içinde değişen anlayışlar nedeniyle ortaya çıkan düşmanlıklardan faydalanarak güçlenerek çıkmayı bilmişlerdir. sun yat sen’in ölümü (1924) ardından kuomintang’ın başına geçen çan kay şek, müttefiki komünistleri imhaya yönelince(1927); mao zedung önderliğinde bu imhaya karşı gerçekleştirilen uzun yürüyüş ve sonrasındaki oluşturulan “kızıl” kurtarılmış bölgeler korunarak, önce japon işgaline karşı ittifak altında, arkasından da çan kay şek’in tasfiyesi ile, 60 yıl önce bugün, komünist parti, çin’in demokratik devrimini gerçekleştirmiş ve sosyalizme yönelişini başlamıştı.
    *
    çin’de gerçekleştirilen bu yeni tipte devrim, 60’lı yılların başında dünya konjonktürüyle birlikte türkiye’de de yükselen sosyalist/komünist hareketleri de etkilemiştir. kendilerine milli demokratik devrimci (mdd) denilen ve günümüzde çoğu birer “sol” milliyetçi harekete dönüşmüş, ağırlıklı üniversite öğrencilerinden oluşan bu gruplar, ortaya çıktıkları 60’lı yıllarda, türkiye’nin yüzyılın başındaki çin’in olduğu gibi “yarı-feodal ve yarı-sömürge” olduğunu, devrimin önündeki adımının bu yapının tasfiyesi sonrasında sosyalizme yönelmesi gerektiğini savunmuşlardı.
    mdd'ciliğin bir başka türevi olarak kendisine “maoist” adını veren şiddet yanlısı bir küçük anarşist grup da, önceki gün, 12 eylül döneminde tunceli’de yapılan işkence sonrası meydana gelen ölüm(ler)den sorumlu tuttuğu bir emekli albay’ı evinde infaz etmiştir.
    bugün bizdeki mdd'ciliğin gerek milliyetçisi ve gerek anarşisti grupları, anavatanında ayakta durmaya çalışan çin komünizminin iktidara geldiği güne kadar izlemiş olduğu, kopyaladıkları teorik içeriğinden çoktan kopmuşlar, adlandırıldıkları bu kavramı nostaljik/ayırıcı etiket olarak taşımaktalar, sadece.
62 entry daha
hesabın var mı? giriş yap