19 entry daha
  • çocuk yaşlarda daha sık giderdim. içerideki herşey sihirli gibi gelirdi. yirmi beş otuz kez gezmişliğim vardır hatta aralarından bir tanesini.

    birçoğunda hissettiğim duygu korkudur. aydınlatmasında değil aslında sorun. evet birçok müzenin aydınlatma şekli içerisini loş bir hale getirmekte. ama demek istediğim şey karanlığın verdiği ürküntü değil. içerisi sanki yaşayan ölüler diyarı gibi. heykellerin arasından dolaşırken, eski çağlara ait el yapımı kemikten üretilmiş keskin alet edevatlara bakınırken, zamanında kullanıla kullanıla paslanmış paraların hangi ceplerde seyr-ü sefer izlediğini düşünürken, yine o çağlara ait kıyafetlerin giydirildiği cansız mankenlerin dibinden geçerken, mucidlerin yaptıkları ilginç icadları nasıl bir mantık silsilesi, varsayımlar algoritması ve bilgi birikimi ile yaptıklarını hesap etmeye çalışırken.. hep o korku ile gezerim. gece orada yalnız kaldığımı ve herşeyin canlanıp kendi arasında sohbet ettiğini duyumsarım. homurtular, gülüşmeler, sızlanmalar.. o eşyaların sahiplerinden bir şey var onların üzerine sinen. belki de insanlar bu etkiyi alıyorlar oralarda, bir çeşit huşu ile.
71 entry daha
hesabın var mı? giriş yap