5 entry daha
  • diyalektik bir ilişkidir.

    "son sözü söyleyen üretici güçlerle kendilerine uygun üretim ilişkileri toplumun ekonomi tabanını kurar. hukuk, siyaset üstyapısı ile kültür zihniyet vb. bilinç biçimleri toplumun üstyapısını yapar. gerçi, bu iki katlı dört apartmanlı toplum gerçeklerinin hepsi de zaman içinde bir yol kurulduktan sonra, birbirlerine karşılıklı etki-tepkilerde bulunurlar. ancak, birbirlerinin son duruşmada belirleme gerektirme bakımından bu etki-tepkilerden bir hiyerarsi vardır.
    bütün tarih boyunca insanların sanmak istedikleri gibi, o hiyerarşinin işleyisi yukarıdan (bilinç biçimlerinden) aşağıya (siyasete, hukuka,üretim ilişkilerine ve en sonunda üretici güçlere) doğru inerek toplumun alın yazısını çizmez; tersine, aşağıdan (üretici güçlerden) üretim ilişkilerine , oradan hukuka,siyasete vb. oradan da kültür, zihniyet vb.gibi bilinç biçimlerine doğru çıkan etkilerdir ki, en son duruşmada hep toplumun alın yazısını çizer. hiç değilse bugüne dek, son söz üretici güçlerin olmuştur.
    "maddi yaşamın üretim yordamı genel olarak sosyal, siyasal ve ahlaki hayat sürecini şartlandırır. insanların varlıklarını (gerçekliği) belirleyen insanların bilinci değildir; tersine, insanların bilinçlerini belirleyen sosyal varlıkları (gerçeklik)tir." (bkz: ekonomi politiğin eleştirisine katkı)
    onun için insan, kendi eserine, kendi bilincine hükmedemeyişi karşısında kaza, kader, rastlantı, talih vb. gibi uyduruk varsayımlara sarılmak durumunda kalmıştır. tarihte hep insanlar şeylerle oynar dururken, bir gün ansızın şeylerin canavarlaşmışcasına insanları ezip çiğneyivermesi bundandır. modern çağa gelinceye değin geçmiş bütün tarihin, ön tarihin, tarih öncesinin "bilinçsiz", "bilince karşı" gidişi, daha doğrusu toplum gidişine insan bilincinin bir türlü karışamamış, ne denli karışırsa karışsın en sonunda yenilmiş bulunması, tarihsel maddecilik görüşünün çürütülemez belgesidir.
    bu görüş, insanın elini kolunu bağlayan bir uğursuz bir fatalizm midir?
    hayır, tersine insanı ilk defa gerçekten özgür davranışa götüren bir determinizmdir. yıldırım açıklanmadıkça yıldırımdan sakınılamamıştır. yüksek yapılara yıldırım düşmesi, tanrının insan gururunu cezalandırması gibi görüldükçe, insanlık bir avuç hurafeciyi başına bela etmekten başka ne kazanmışuır? yıldırımın belirliliği öğrenilince, bir küçük paratoner insanlığı her türlü yıldırımdan kurtarmıştır."
hesabın var mı? giriş yap