5 entry daha
  • tam ismi "valentin louis george eugene marcel proust" olan hepimizin kısaca m. proust olarak tanıdığı ünlü yazarın; koku dünyası ile ilgili çok önemli bir olgunun kendisine, adının verilmesiyle oluşmuş fenomendir.

    proust kardeşimiz 9-10 yaşlarındayken başlayan astım krizlerinden biraz kurtulabilmesi için, havası daha temiz olan "ıllier" kentine, halasının yanına gönderilir. genel olarak zaten içe dönük bir karakter olarak hatırlanan proust, burada halasıyla güzel, mutlu günler geçirdikten sonra paris'e geri döner.

    bu güzel insan bu olaylardan yıllar sonra, bir gün dışarıdan eve geldiğinde hafif burun akıntısı ve öksürükle hasta olmaya başlıyor gibi görününce, annesi ona güzel sıcak bir ıhlamur hazırlar ve yanına türkiye'de "mekik" olarak bilinen keklerden koyar.

    proust bazen hepimizin yapabileceği gibi, mekik kekini ıhlamuruna batırır. kek, -bilinen içerikleriyle un, şeker, tereyağı, yumurta- ıhlamurla birleşince oluşan koku proust'u halasıyla geçirdiği günlere ve elbette dolayısıyla çocukluğuna götürür.

    tamamen unuttuğu, ama halasının ona sık sık sunduğu bu ikram ile proust, bütün çocukluğunun en huzurlu, en özgür günlerine döner.

    öyle bir döner ki yazmaya başlar, 7 cilt 3000 sayfalık eseri kayıp zamanın izinde bu dönemde ortaya çıkar.

    kokuyla geri dönülebilen anıların getirdiği duygu yoğunluğu durumuna "proust fenomeni" denir.

    zaten belleklerimizde bulunan derinlerdeki bazı anılarımız, tetikleyici bir koku ile karşılaştığında ortaya çıkabilmektedir.

    buna en sevimli örneklerden birini vermek isterim;
    ratatouille'den flashback
hesabın var mı? giriş yap