35 entry daha
  • güzel sanatlar çevrelerindeki cahil yığınlarının ağızlarından düşmeyen kelimelerden biridir efendim. bu insanlar gördükleri her akıldışılığı, saçmalığı veya nitelikli de olsa bir sanat eserini bu adla anarlar. bununla paket halinde gelen bir laf da 'ne çekiyo abi bunlar?' lafıdır. bu insanlar acı çekmemiş, ailesinden sanatçı olan veya 3 büyük kentte büyümüş, az buçuk parayla satın alınamayan imkanlara sahip olmuş insanlardır. bu insanlar sanatsal bir benlik geliştirme derdinde değildir. gönül rahatlığıyla birisinin yaptığı sanatı tekrarlayabilirler. çünkü yemek yiyorsan, yemekle ilgili sorunun yoktur. ama yiyemiyorsan işte o zaman sanatla karnını doyurmaya kalkarsın. o zaman görürüm ben sizi sanatçı kişiler. siz neden büyük sanat eserlerinde tanrısallığı görüyoruz sanıyorsunuz? o derece bir eziklik ve olamamaktır ki bu, eser artık yalnızca bir ağıttır tanrı olamamaya. yerim ben sizi ya. adamlar bir şey çekmiyorlar adamlar eşekler gibi çalışıyorlar nasıl şu tualde ya da şu binada varolabilirim diye. kim van gogh olmak ister? bunun için yamalı göt ister. sen büyük sanatçı olmak istiyorsan senin büyük sanatçı olmaktan başka şansın kalmamalıdır. çünkü bu bir lüks veya özel bahşedilmiş bir şey değildir. 2 kız becerip akşam alem yap, nişantaşı'larda dolaş, olursun sen evet. royal academy'den her dakika büyük sanatçılar çıkıyor değil mi bu yüzden? adam akıllı sanata bir şeyler katmış hiç bir kimse ne saykodeliktir ne de bir mal içmiştir. adamı hasta etmeyin. gizeme, saçmalığa meyliniz var değil mi? bu sizi özel yapmıyor. kimse özel değil. bu bir ankara'lının yaşasın cumhuriyet demesi gibi bir şey. doğru da gereksiz çünkü bunun için bir çaba harcamadın ki, sana hazır geldi bu. bedel ödemek ne demek anlıyor musun? ondan sonra büyük sanatçılarımız yürüyor istiklal'de. işte o saykodelik. o anca bir filmde karamizah malzemesi olabilir. post-modern sanat etkinliğidir. gidin bir hakkari'de yürüyün be güzel insanlarım. çok parası olanın kefenin cebi mi var demesi gibi. tamam yok da bunu söylemek sana mı düştü? bir yaşama sanatına bak, bir biçimle içeriğin uyuyor mu gör değil mi? bir de fransa gibi hakikaten paris'te yürüyüp 'duruş' sergileyip düzeltilebilse olaylar onu anlarım. düzelmiyor işte. bu yüzden bir sanatçı bir şeyler yapmak istiyorsa, bıraksın yürümeyi de başbakanlık için ne yapılması gerekiyorsa yapsın. saykodelik bir dünya kurmuşuz millet. yalan olan o, sanat eseri gerçek.
43 entry daha
hesabın var mı? giriş yap