4 entry daha
  • doğrusu christine nöstlinger olacak, soyadı ö ile yazılıyor.

    tek kelimeyle bayıldığım bir çocuk kitabı yazarı. almanca çocuk edebiyatının hazinesi. ironik, kendini aşırı ciddiye almayan tavrını ve hikayelerinde yetişkin dünyasını gayet zekice bir şekilde itin götüne sokuşunu gerçekten çok seviyorum. bir çocuk kitabı ideal olarak bunu yapmalı zaten: ana babaların gerçek hayata asla uymayan öğütlerini ya da okullarda çocuklara öğretilen gerçek dışı toplum anlatısını tekrarlamak yerine kusurlu gerçekliği çocukların anlayabileceği ve kaldırabileceği bir şekilde onlara sunmalı. türkiye'de bu konudaki algı çok çarpık olduğu için çıkardığımız çocuk edebiyatı anca muzaffer izgü ya da gülten dayıoğlu seviyesinde kalıyor. ki onları okumayı da çok severim, bir çocuğa da çok şey katacaklarını düşünürüm, o ayrı bir konu. ama potansiyelini gerçekleştirememiş, kısır kalmış, hep yetişkin ağzını barındıran ya da yaratıcılığı engellenmiş bir çocuk edebiyatımız var. çünkü ana babalar ya hayal gücü karşısında dehşete düşüyor, ya da biraz "yanlış" kabul edilebilecek hiçbir şey kitapta bulunmasın istiyor. oysaki üç yetişkinden ikisinin cinlere, büyüye vs. inandığı, rasyonel düşünme yetisinin yerlerde gezdiği bir toplumda çocukların zihnini korumak için yapılabilecek en mantıklı şey -bence- onları eleştirel düşünmeye alıştırmak ve gerçeklik ve gerçek dışılık arasındaki farkı anlamalarını sağlamak olabilir. bunun da güzel bir yolu çocuğa üstten bakmayan, onu ciddiye alıp onun dilinden konuşan kitapları okuması. tıpkı nöstlinger'in kitapları gibi.

    ben çocukken konrad'ı bayılarak okumuştum, modern toplumlarda ebeveynlerin çocuklarından bekledikleriyle gayet güzel dalgasını geçen, inanılmaz komik bir kitaptı. apayrı stillerde olmalarına rağmen neil gaiman'ın coraline'ına çok benzetirim, çünkü ikisi de ailelere dair problemleri akıla yerleşen grotesk elementlere başvurarak anlatıyor. anca fabrikada üretilip aileler tarafından konserve içinde satın alınacak mükemmel çocuk fikri ile çocukların gözlerine düğme diken mükemmel anne fikri arasında ciddi paralellikler var. ikisinde de ailelere dair o asla var olmayan ama gerçekte var gibi kabul edilen imajların harika birer eleştirisi, bir çocuğun aklında kalacak kadar net bir imgeyle yapılmış. wir pfeifen auf den gurkenkönigise bir çocuğun politik sistemler üzerine ufaktan düşünebilmesi için harika bir başlangıç kitabı. şiddetle tavsiye ederim. ayrıca almanca öğrenenlere de tavsiye ederim, ama bazı şeylerin avusturya almancasıyla yazıldığını akılda tutmak lazım tabii ki...
hesabın var mı? giriş yap