2 entry daha
  • günümüz ilişkilerinin pek çoğunda gözlemlenebilen bağ. sağlıklı bir aile ortamında, ebeveynlerinden gerekli bakımları alarak güvenli bağlanmayla tanışmış bir avuç insanı hariç tutarsak geriye kalan duygu gazileri olarak hepimiz hayatımızın bir döneminde mutlaka bu bağı kurmuşuzdur.

    bu bağın hüküm sürdüğü ilişkilerde, ilişkinin başındaki ve klasikleşen ayrılık döngüsünün barışma faslındaki güzel zamanları çıkarınca ortada nükleer atıktan farksız bir melanet kalır. düşman götüne diyebileceğimiz bu saçmalığın en büyük sebebi hissedilen keskin suçluluk duygusudur. sonucunda da derin bir huzursuzluk çöreklenir. bu suçluluk duygusu ilişki esnasında oluşmaz. uyandırılmak üzere bekleyen bir godzilladır. yüzeye çıkıp ortalığı tarumar etmesi için tetiklenmesi yeterli. tetiklenmesine sebep olanlar da en başta tohumları atılırken yaşananlarla ilgili. geçmişte eksik ya da yanlış olan her neyse buradan beslenir.

    örneğin bağımlılık örüntülerine sahip biri için kontrolcü, baskıcı, aşırı kıskanç tavırlar cazip gelir. geçmişte terk edilme öyküsü yaşandıysa cezalandırma, yoksun bırakma, görmezden gelme temel uyaranlardan. kusurluluk hâkim olduğunda yüksek doz eleştiri, küçümseyici söylemler, yetersiz hissettiren davranışlar olmazsa olmaz. bu şekilde daha pek çok şema ve her birinin de kendi dağına göre karı var. travma bağının kurulabilmesi için geriye sadece bu karları çığa çevirecek partner seçimi kalır. arkadaş, sevgili, eş ya da ihtiyaç duyduğu her neyse kişi eliyle koymuş gibi bulur. sonra gelsin kaos, kan ve gözyaşı.

    bağın koparılması fazlasıyla zordur. kişiler henüz ilk sinyaller verildiğinde yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu hisseder. ancak bu his fazlasıyla tanıdıktır. daha önce de bu yolda yürünmüş ve başarısız olunmuştur. aynı yolu tekrar yürüyüp başarısızlığı ortadan kaldırma, yanlışları telafi etme dürtüsü baskın gelir. travmaları atlatmanın yolunun, aynı şeyleri sil baştan tekrar yaşayıp farklı sonuçlanmasını beklemekten geçtiğine inanılır. bilinçaltının bu tatsız şakası hiç güldürmez. ilişki bir noktadan sonra ilişki olmaktan çıkıp kişinin kendiyle olan mücadelesine döner, tüm kötülüğüne rağmen varlığını korur. artık karşıdaki kişinin bir önemi yoktur. o sadece sonu daha önce görülen filmin yeni uyarlamasında rol alan bir aktör/aktris olarak boy gösterir. farklı insanlarla aynı süreçlerin tekrar tekrar yaşanması da yineleme zorlantısı olarak adlandırılır. ilişkilerinde hep yanlış insanlara denk geldiğini düşünenlerin hapsolduğu bir yanılgı.

    travma bağını sonlandırmak için öncelikle ortadaki yanlışlığı kabul etmek gerek. gidilen yolun yol olmadığı, uçurumdan atlamadan da sorunların üstesinden gelinebileceğine ikna olmak lazım. ön kabulle beraber konu hakkında bilinçlendikçe doğru çözümlerin üretilmesi mümkün. bunun için de ilk etapta profesyonel destek şart. devamında doğru kaynaklardan bilgi akışını sürdürmek mühim. karamsarlığa kapılmadan, umutsuzluğa yenik düşmeden ilk adımlar atılsın ki güzel günler sizi beklesin. kalbiniz nur, eviniz huzur dolsun. travmasız bağlarınız kutlu olsun.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap