9 entry daha
  • "ah bugün olsaydı" denilen marjinalleştirilenlerin radikal ve yeşil partisi.

    geçmişi izmir'de dönemin orijinal tip üyesi ibrahim eren tarafından kurulan ege çevre sağlık derneğine dayanmaktadır. bu derneğin salt çevreci olmasının ötesine geçmesinde kadınlar, eşcinseller, translar, seks işçileri, eski mahpuslar ve o dönem marjinalize edilen tüm kesimler ile kurduğu ilişki etkili olmuştur. bu yönden ege çevre sağlık derneğini hem bu partinin öncülü, hem ilk yeşil dernek, hem de ilk lgbti+ hakları oluşumu sayabiliriz.

    1985'te sodep'ten (sosyal demokrasi partisi) ayrılan ibrahim eren ve ekibi ile dışarıdan katılan kesimlerle birlikte kurulmuştu radikal demokrat yeşiller. gayesi; yeşiller/çevreciler, eşcinseller, translar, feministler, pasifistler, ateistler, anarşistler, sosyalistler, hayvanseverler, seks işçileri ve kürtler başta olmak üzere tüm marjinalleştirilenleri bir araya toplamak ve ezilenlerin sesi olmaktı. bu yolda o dönem yeni kurulmuş almanya yeşillerinin (die grünen) ve italya radikallerinin (partito radicale) izinden gidiyordu.

    hedef, radikal demokratik yeşil parti'yi kurmak olsa da radikal birlik hareketi maalesef partileşememişti. açık kimlikli bir gey olan aktivist ibrahim eren'in koordinasyon başkanlığını yaptı harekette trans aktivist ve cinsel azınlık olmaktan ifade suçu cezası alan ilk türkiyeli demet demir, trans aktivist ve gazeteci ceyhan fırat hızal, ülkemizdeki ilk vicdani retçi tayfun gönül, hayvan hakları aktivisti panter emel (yıldız), şair süha tuğtepe, sonraki (1.) yeşiller partisi kurucu genel başkanı ve halkevleri eski genel başkanı celal ertuğ gibi dikkat çekici isimler yer alıyordu.

    bu süreçte hareket, ibrahim eren'in sahibi olduğu ve finanse ettiği yeni bizans'ta (bizans kültür ve sanat merkezi) örgütlenmiş ve yeşil barış adlı yayını çıkarmaya başlamıştı. güneş gazetesi ve nokta dergisi de hareket ile paralel bir çizgide ilerliyor, bundan dolayı engellemeler ve hukuksuzluklarla karşılaşıyordu. hatta güneş gazetesi, ceyhan fırat hızal'ı, ibrahim eren sayesinde, muhabir olarak işe almış ve bu bir trans kadın gazeteciyi işe almakla bir ilke imza atmıştı.

    partileşme sürecinde yeşil barış çevre derneği kurulmuş ve tüzüğünde amacı “yurdumuzun çeşitli çıkar kaygıları nedeniyle günden güne bozulan tarihi dokusu ve ekolojik dengesinin korunması ve başta yaşam hakkı olmak üzere tüm canlıların insan hakları evrensel beyannamesi, hayvan hakları beyannamesi ve çevre hakları beyannamesi’nden doğan hakların korunması ve geliştirilmesi için her düzeydeki yurttaşların arasında duyarlılık yaratıp çevrenin iyileştirerek korunması için çalışmalar yapmak” şeklinde belirlenmişti.

    “merkeziyetçi bir devlet yerine çok geniş otonomilere sahip, bir çeşit eyaletler bütününü öngören bir ideolojisi vardı. çıkış amacı, türkiye’deki yerleşik düşünce sistemini sarsmaktı. dolayısıyla tüm “azınlık” diye tabir edilen dinsel, cinsel, etnik toplulukların haklarını çoğunluk tahakkümüne karşı savunma gibi amaçları programına almış bir siyasi hareketti. askeri darbeyle düzlenmiş siyasi alan, partinin kendisini göstermesine müsait bir alandı." - ibrahim eren

    radikal demokrat yeşiller, 1985-1990 yılları arasında bir çok mücadeleye öncülük etti. 1987'de ilk gezi parkı eylemini tertip ettiler. pembe güllerle otoriteryanizme karşı oturma eylemi yaptılar ve talimhane'de açlık grevi başlattılar. sonraki dönemde alkışlı toplu protestolarla o dönemin protesto sessizliğini ilk bozan gruplardan oldular. kürtlere yönelik devlet şiddetini protesto etmek amacıyla açlık grevleri düzenlediler.

    tarlabaşı’ndaki tarihi evlerin ve nurosmaniye’deki bizans sarnıcının yıkılmasına, nişantaşı’ndaki cide parkı’nın altının otoparka dönüştürülmesine, hasankeyf’in sular altında kalmasına, zorunlu askerliğe, izmit körfezi'nin kirlenmesine, kadına karşı şiddete, emirgan’da tarihi çınarların kesilmesine, üçüncü köprüye, itü taşkışla binasının otele dönüştürülmesine karşı protestolar, basın açıklamaları ve açlık grevleri yaptılar. 1980 darbesinden sonra sahneye çıkması yasaklanan bülent ersoy’un durumunu avrupa parlamentosu’na taşıdılar.

    halepçe soykırımından sonra ırak konsolosluğu’na çiçek bıraktılar, sayım günü sokağa çıkarak ağaç diktiler, tarihi eserlerin yıkılmasına karşı çıktılar, translar üzerindeki baskılar konusunda toplantı düzenlediler ve bunların hepsi yüzünden gözaltına alındılar, işkence gördüler, yargılandılar, tutuklandılar. eren iki defa, tuğtepe bir defa öldürülmeye çalışıldı. bizans geri açılmamak üzere mühürlendi devlet tarafından. böylece radikal ve yeşil hareket büyük bir darbe aldı ve bir daha ayağa kalkamadı.

    partinin dağılmasına sebep olan olay ise rivayet edilir ki kendisinin 1994 yerel seçimlerinde ibb adayı olarak bir osmanlı şehzadesini, beşinci murad'ın torunu osman selahaddin osmanoğlu'nu göstermek istemesi ve bunun yoğun tepki görmesiydi. aldığı tepkiler sonucu eren aktif siyaseti bırakarak hareketten ayrıldı ve parti iyice çözülmeye başladı. celal ertuğ, 1988'de bir kısım yeşil/çevreci grupla ayrı bir (1.) yeşiller partisi'ni kurmuştu. sonrasında eşcinseller partiden ayrıldı ve kurulamayan parti git gide yok oldu.

    yok olmasındaki bir başka etken ise, partinin çağrısında belirttiği "sahte yeşillerin", yeşil yıkayıcıların (greenwashing) ve neoliberalizmin ülkeye kök salmasıydı. onlar kök saldıkça, tabandan gelen bir yeşil-radikal harekete yer kalmamış oldu. parti doğmadan bitti ama şimdi ise mirasının kimi parçalarını hdp/hdk, ysp, yeşiller partisi kendi ölçülerince yaşatıyor. fikirlerinin bu topraklarda yeşermesi ümidiyle...

    "evet, bugün türkiye’deki sol demokrat, sosyal eleştirel hareketteki, özgürlükçü ve ekolojist aktivizmdeki zenginliğe, çeşitliliğe, çokluğa, çoğulluğa ve çoğulculuğa bakan herkes, 1989’ta en üst heyecan seviyesine çıkan ve yılın sonuna doğru aniden dağılmaya başlayan radikal yeşil hareketin zamansız ütopistlerini zamanlı zamansız anmalıdır bence…" - ahmet tulgar

    "partileşme çağrısı

    radikal yeşillerden, yeşil barışçılardan herkese...

    farklılığın tanındığı, coşkuyla, sevinçle karşılandığı, renklerin özgürce kaynaştığı, her türlü ayrımcılığın kökünden kazındığı bir toplum için, yeşil hareketin egemenler ve kuyrukçularına saptırılmaması, onun gerçek ilkelerinin evrensel yeşil hareketle dayanışma içinde savunulması ve hayata geçirilmesi için...

    ercil-sermayedar egemenlerin ezerek bir kenara attığı tüm sosyal katmanları, emekçileri, kadınları, gençleri, laik ateistleri, antimilitaristleri, eşcinselleri doğa severleri.. bu binlerce yıl süren ekonomik, sosyal, politik, kültürel sürgünden dönerek günışığında politika yapmaya, kendilerini radikal demokratik yeşil parti’de tanımlayarak özgürlük bayrağını cesaretle dalgalandırmaya çalışıyoruz.

    kendini nişantaşı parkı, bizans sarnıcı, cinci ve kürkçüler hanı mücadeleleriyle, akçimento fabrikası, sinagog katliamı protestosuyla; kutlu ve sargın, kırım tatarları, eşcinseller ve mahkûm aileleriyle dayanışmalarıyla; dayağa karşı kadın ve körfez kirlenmesine karşı izmit yürüyüşüyle kanıtlayan bizler; insana ve doğaya karşı saldırının aldığı bu korkunç boyutlar karşısında örgütsüz mücadelenin sınırlılığı ve yetersizliğini aşmak için, bütün türkiye’de örgütlenerek partileşme kararı aldık.

    insanın bir parçası olduğu doğaya karşı ihanetin dönüşü olmayan bir noktaya gelmesine gene insana karşı durulabileceğine inanan bizler, insanla insan, insanla doğa arasındaki sevgi, barış dayanışma için, sömürgen ve baskıcı egemen düzenin bütün tuzaklarına “sağ ve sol” partilerine ve bunların tepeden inmeci, seçkinci uzmancı yapılanmalarını reddederek, doğrudan demokrasiyi, yepyeni insan ilişkilerini gerçek bir cesaretle önerecek bir radikal (demokratik) yeşil parti...

    bütün il, ilçe, kasaba ve hatta köylere kadar örgütlenmek azminde olan bir parti...

    bize katıl, kurucu üye ol, bulunduğun yerde partiyi örgütle.

    vakit yok, unutmayalım ki barbarlar beklemiyorlar. burjuvanın reklamını yaptığı sahte yeşiller de öyle." - rdyp, 1988
hesabın var mı? giriş yap