117 entry daha
  • türkiye'de bayağı rezil durumdadır.

    mesela bir sosyal bilimci çıkıyor "burjuvazi hep devletle iç içedir, devlet desteklidir." falan diyor.

    hadi bu adam fransız devriminin, şili'de her şeyi kamulaştıran allende amcanın, bolşevikler dışında rus monarşisinin yıkılmasını kimlerin desteklediğinin, ispanya iç savaşı'nda ilk etapta milliyetçilere karşı solcuları destekleyen grupların arka planını falan hiç okumamış - ki bilmesi, merak etmesi gerekiyor normalde bunları.

    lakin bunu türkiye'de yaşarken osman kavala'nın gezi'yi desteklediği için müebbet aldığı bir haftada da söylemezsin yahu.

    söylüyorlar işte. fen bilimlerinin aksine müthiş bir özgürlük alanları var bu tiplerin. kendi alanlarında saçmalayabilme kredileri çok geniş.

    * * *
    edit: eleştirdiğim şey gayet açık: burjuvazi her zaman egemen devlet yönetiminin yanında olmaz. bu eleştiriye cevap olarak "burjuvazi devrimleri desteklese de bunu hayrına değil, kendi çıkarı için yapar." veya "devlet yönetimin yanında değilmiş ama bak devrim finanse edip yönetimi ele geçirmeye çabalamış, demek ki yine sonunda devletle yan yana olmuş." niteliğinde cümleler kurmak anlamsız.

    birincisi: aktörlerin kendi çıkarlarını öncelemesi siyasette doğal bir tutumdur, burjuvaziye özgü bir durum değildir. ayıplanacak bir şey de değildir. kendi çıkarını öncelemek devrimci işçi sınıfı için de geçerlidir. bürokratlar için de geçerlidir. sanki herkes diğerkâmlıktan ölen bir iyilik meleği de, bir tek burjuvazi faydacı davranıyor diye bir durum yoktur ortada.

    ikincisi: verdiğim örneklerde burjuvazinin devrimleri önce destekleyip sonra radikal solun eylemleri nedeniyle çıkarlarına aykırı rejimlerin oluşması gibi durumlar var. yani sizin kurduğunuz bu "devlet yönetimin yanında değilmiş ama bak devrim finanse edip yönetimi ele geçirmeye çabalamış, demek ki yine sonunda devletle yan yana olmuş." şeklinde olan mantık da böylelikle çöpe gitmiş oluyor.

    tetiklenmenizi anlayabiliyorum. ama 10 paragraf da cevap yazsanız yapılan "devlet ve burjuvazi hep birbirinin yanındadır." genellemesi devrimler tarihi açışından yanlıştır.

    türkiye neden devrimlerini ancak mustafa kemal atatürk'ün dikta rejimiyle yapabildi bunu da bir düşünün derim. osmanlı'nın batıda olduğu gibi bir burjuvazisi olsaydı, bugün hâlâ devrimleri içselleştirememiş bir halkın ceremesini bu derecede, bu baskınlıkta çekiyor olacak mıydık acaba?

    cevap büyük olasılıkla hayır, ama yine de siz bilirsiniz. köklü bir burjuvazisi oluşmamış toplumların ilericisi de gericisi de devlettapar olur. türkiye'de bugün görüldüğü gibi.

    edit 2:

    - türkiye'deki devrimlerin halk tabanının ekseriyeti tarafından içselleştirilmediği ve ancak dikta rejimiyle gerçekleşebildiğini söylemem fiyasko falan değil. örnek verdiğiniz hitler ile, franco ile atatürk devrimlerinin hedeflediği değişimin karakteri farklı. evet atatürk de dahil olmak üzere bu örneklerin hepsi diktatördü, ancak benim burada bahsettiğim şey diktanın kendisi değil, amaçladığı içtimai dönüşümdü. zira türkiye bir takım demokratik değerleri sindirebilmişlik açısından hâlâ almanya ile de, ispanya ile de aynı düzeyde değil, söylediğim şeyde bir problem yok yani.

    - "burjuvazi devlet ile iç içe diye genelleme yapmak yanlış" diyebilmeniz için, burjuvazinin devlet dışı ve devletten tamamen bağımsız bir örgütlenmesine dair örnekler sunmaniz gerekir." demişsiniz. bugün yaşadığımız dünya zaten anarşist bir dünya olmadığı için benim buna verebileceğim tüm cevapların ancak teorik olabileceğini siz de gayet iyi biliyorsunuz, haliyle burada bir mantık hatası oluyor. kaldı ki, siz bariz bir şekilde sol anarşist bir retorik kullanırken benim neden böyle bir zorunluluğum olsun ki? sizin şu entry'niz gayet anarşist bir entry mesela. (#157355352) ben sizin o entry'de yazdığınız çoğu şeye katılıyorum üstelik. ama katılmam için bugün size "bana bir tane anarko-sendikalist komün göster." dememe gerek yok, çünkü bugün böyle bir sistemin dünyada olmadığını biliyorum. bugün devletten bağımsız bir sistemin var olmaması bunun sonsuza dek süreceği anlamına gelmez. her siyasi tartışmada bu şekilde müesses nizamdan örnek istememiz gerekecekse ilerlemeciliğin her çeşidi imkansız olur.

    artık tartışmayacağım bu konuyu, klişe sol retoriğe kendinizi kaptırmaktan ne dediğimi anlamak gibi bir amacınız hiç olmayacak zaten gördüğüm kadarıyla. entrylerinizde devlet karşıtlığı güçlü, ben buna okeyim de. ancak savunmacı duygularınız türk milletinin ilericisinin de gericisinin de neden bu kadar devlettapar olduğunun tarihsel ve iktisadi nedenlerine objektif bakmanıza engel oluyor. bu durumda da ne yazık benim konuşmamın bir anlamı kalmıyor.
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap